
KUR’AN O AY’DA O GECEDE İNDİRİLDİ
Vicdanın Sesi: Kur’an’ın Yeterliliği Üzerine Bir Düşünce…
Bu yazıyı, vicdanın ve aklın bir araya geldiği bir yerden yazıyorum. Geleneksel kabullerin ötesine geçerek, hakikati arayan her ruhun kendi vicdanıyla baş başa kalmasını dileyerek…
Din, kopyalanıp tekrar edilen dogmalar bütünü değil; içsel bir yolculuk ve Allah ile kurulan kişisel bir bağdır. Bu yolculukta bize ışık tutacak tek rehber ise, O’nun kendi sözü olan Kur’an’dır. Bir Müslümanın inancı ise, sadece Kur’an’ın rehberliğine, onun açık ve net ifadelerine dayanır. Başka hiçbir söz, hiçbir gelenek veya rivayet, Kur’an’ın mutlak otoritesinin önüne geçemez.
Bu yazı, işte tam da bu vicdani duruşun bir yansımasıdır. Kur’an’ı yegâne kaynak kabul ettiğimizde, ibadetlerin ve hayatın tümü, nasıl bir anlam kazanır onu göstermektedir. Bu, bir reddiye değil; Allah’ın bize verdiği en büyük nimete, yani akıl ve vicdan melekesi ile tüm Müslümanlara Kur’an’a dönün ve sadece ona uyun çağrısıdır.
Kur’an Kitabında Müslüman Tanımı:
Kur’an, Müslüman profilini net ve anlaşılır bir dille tarif eder. İşte o tarif:
Allah’a, Elçilerine ve Kitaplarına İman: “Elçi, kendisine Sahibinden indirilene inandı, müminler de. Tümü, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. ‘O’nun elçileri arasında hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Sahibimiz bağışlamanı dileriz. Varış ancak Sana’dır’ dediler.” (Bakara Suresi, 285)
İtaat ve Tevekkül: Müslüman, Allah’ın ayetlerini duyduğunda imanı artan ve yalnızca O’na güvenen kişidir. “Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O’nun ayetleri okunduğunda itaatlerini kuvvetlendirir ve yalnızca Sahiplerine tevekkül ederler.” (Enfal Suresi, 2)
Dürüstlük ve İyilik: Müslüman, sözü ve fiili bir olan kişidir. “Onlar, işlerinde doğruluğu ilke edinmiştir. Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.” (Enfal Suresi, 3)
Toplumsal Sorumluluk: Müslümanlar birbirlerinin destekçisidir. “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin yardımcısıdır. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, işlerinde dürüsttürler, zekâtı verirler. Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71)
Bir Müslüan İslam dinini rivayetlerle değil sadece Kur’an kitabı ile yaşamakla yükümlüdür.
Kur’an’ın Yeterliliği ve Eksiksizliği
“Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.” (En’am Suresi, 115)
“…Biz bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir kılavuz, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak sana indirdik.” (Nahl Suresi, 89)
“Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık…” (En’am Suresi, 38)
ŞİMDİ SİZE BİR SORUM VAR:
“Bir müslüman olarak kaçımız ibadetlerimizi, icraatlerimizi ve itaatlerimizi Kur’an’a uygun olup olmadığını kontrol ediyor?”
Cevabını ben cereyim. Dinde sadece Kur’an yeter diyenler de dahil %99.9 müslüman badetlerini Kur’an’d kontrol etmiyor. Üzücü ama doğru oldğunu göstereyim.
Kur’an’a inanıyoruz evet, fakat icra ettiğimiz ibadetlerimiz geleneksel alışkanlıklar ile icra ediliyor. Örnek Oruç ibadet Kur’an’a uygun değildir.
Bunu gerçekten hiç düşündünüz mü? Mesela oruç ibadeti. Kur’an’ın belirlediği çerçevede mi yoksa geleneksel anlayışa (ata anlayışı) göremi uygulanıyor?
Gelin birlikte göz atalım.
Oruç “Sıyam” = PERHİZ
Kur’an’daki perhiz (oruç) hangi ayda icra edilmeli?
Gelenek ve Kutsal Metinler Arasındaki Fark
Oruç, İslam toplumunda her yıl belirli bir dönemde yiyecek ve içecekten uzak durulan bir ibadet olarak bilinir. Ayın hilal hesabına göre her sene 10 gün öne kaydırılarak uygulanan bu davranış, inançlı her birey için bir emir niteliği taşır. Ancak, oruç tutmak genellikle sadece sağlıklı ve güçlü olanların üstesinden gelebildiği bir eylem olarak görülür. Gücü yetmeyenler içinse çeşitli diyetler veya fidye ödeme gibi alternatifler sunulur. Yolculukta olanlar da, yolculukları bittiğinde tutamadıkları günleri tamamlar.
Binlerce yıldır 10 gün kaydırmalı olarak uygulanan bu oruç geleneği, gerçekten de Kur’an’ın tarif ettiği şey midir? Yoksa bu ibadet, zamanla değişime uğramış, özünden uzaklaşmış olabilir mi?
Bu soruların cevabını bulmak için oruçla ilgili ayetleri yakından incelememiz gerekiyor. Bakara Suresi’nde oruç ibadeti, toplam beş ayette ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu ayetleri ve taşıdıkları anlamları inceleyerek, geleneksel anlayış ile Kur’an’ın gerçek emri arasındaki farkı görebiliriz.
Ayetler: (Bakara Suresi)
183 – Ey inananlar! Yemekten içmekten kesilmek, sizden öncekilere emir edildiği gibi size de emir edildi. Umulur ki korunursunuz.
184 – Yemekten içmekten kesilmek sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olup ya da yolculukta bulunanlar, başka günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutmalı. Varlıklı olup yine de buna dayanamayacak olanlarsa, aciz durumda olanı yedirmeli. Her kim de bu yaptığını devam ettirirse, kendisi için daha iyi olur. Eğer anlayabiliyorsanız, yemeden içmeden sayılı günler uzak kalmanız sizin için iyi olacaktır.
185 – Ay, RamaDan Ay’ı, onda insanların maneviyatı yükseltilir, doğru ile yanlışı ayıran bilgi rehberi ve içinde deliller bulunan Kur’an o ayda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda yemeden içmeden kesilsin. Kim de hasta yahut yolculukta ise, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutsun. Tanrı size kolaylık diler zorluk dilemez. Size bunları açıkladı ki, o sayıyı tamamlamanız içindir. Ve size doğru yolu gösterdiği için Tanrıyı ululayıp yüceltin. Böylece şükretmiş olursunuz.
186 – Kullarım sana Beni sordular. Ben, gerçekten çok yakınım. Bana davet te bulunurlarsa, davetlerini kabul ederim. O halde onlar da benim davetimi kabul etsinler ve bana samimi olsunlar ki doğru yolda kalabilsinler.
187 – Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size serbest bırakıldı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü gibisiniz. Tanrı, bu konuda kendinize güvenemediğinizi bildiği için müracaatınızı kabul etti, sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Tanrının sizler için yazdığını isteyin. Artık Tan yeri size göre beyaz ipliği siyah iplikten ayırıncaya kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tamamlayın.
Bununla beraber Tanrı huzurunda derin düşüncelere dalmışken onlarla yaklaşmayın. Bunlar, Tanrının belirlediği sınırlarıdır. Tanrı, ayetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.
*
183.ayette orucu, 184’te orucun tavsiyesini, 185’te oruç eyleminin Ramazan ayında olup kimlerin tutacağını, 186’da Allah’ın bize yakınlığını ve ilgisini, 187’de oruç ayının gece vakitlerinde eşler arasında cinsel ilişkinin serbestliğini, tan yerinin ağarmasına kadar yemeyi ve içmeyi tarif ederek çok detaylı bir anlatım yapılşmıştır.
185.ayete bakalım: Ayette Oruç Ay’ının “Ramazan” Ay’ı olduğu açıkça ifade edilir. Müslümanların oruç tutma vakti geldiğinde sevinçle her sene “Ramazan geldi” deyiminde ki Ramazan sözü bu ayetten gelir. Ramazan sözcüğünü, ayetin içinde görelim.
| 1. | şehru | : ay |
| 2. | ramadân | : ramazan |
| 3. | ellezî | : ki o |
| 4. | unzile | : indirildi |
| 5. | fî-hi | : onda |
| 6. | el kur’ânu | : Kur’ân |
| 7. | huden | : hidayet |
| 8. | ve beyyinâtin | : ve açık deliller, ispat |
| 9. | min el hudâ | : Huda’dan |
| 10. | ve el furkâni | : ve furkan, |
| 11. | fe | : artık |
| 12. | men | : kim |
| 13. | şehide | : şahit oldu |
| 14. | minkum(u) | : sizden |
| 15. | eş şehra | : bu ay |
| 16. | fel yesumhu (fe li yesum-hu) | : o, onu oruçlu geçirsin |
| 17. | ve men | : ve kim |
| 18. | kâne | : oldu |
| 19. | marîdan | : hasta |
| 20. | ev alâ seferin | : yolculukta |
| 21. | fe | : o zaman, |
| 22. | iddetun | : müddet, |
| 23. | min eyyâmin | : günlerden |
| 24. | uhara | : diğer |
| 25. | yurîdu | : ister |
| 26. | allâhu | : Allah |
| 27. | bikum(u) | : size |
| 28. | el yusra | : kolaylık |
| 29. | ve lâ yurîdu | : ve istemez |
| 30. | bikum(u) | : sizin için |
| 31. | el usra | : zorluk |
| 32. | ve li tukmilû | : ve tamamlamanız için |
| 33. | el iddete | : müddet, |
| 34. | ve li tukebbirû | : ve yüceltmeniz için |
| 35. | allâhe | : Allah |
| 36. | alâ mâ | : üzerine, şeye |
| 37. | hedâ-kum | : sizi hidayete erdirdi |
| 38. | ve lealle-kum | : ve umulur ki böylece siz |
| 39. | teşkurûne | : şükredersiniz |
“Şehru Ramadan-ellezî unzile fîhil kur’ânu”
Peki, öyleyse Ramazan Ay’ı nedir ne demektir? Arapça dilinde Ay’ları temsil eden isimlendirmeler alttaki gibidir,
1-Muharrem (Ocak)
2-Safer (Şubat)
3-Rebiülevvel (Mart)
4-Rebiülahir (Nisan)
5-Cemzaiyelevvel (Mayıs)
6-Cemaziyelahir (Haziran)
7-Recep (Temmuz)
8-Şaban (Ağustos)
9-Ramadan (Eylül)
10-Şevval (Ekim)
11-Zilkade (Kasım)
12-Zilhicce (Aralık)
Ramadan Ay’ı Arapça takvim sıralamasında 9.aydır.
Öyleyse, bu gerçek üzerine 185.ayeti geli yeniden tercüme edelim.
Kur’an açıkça, çok açık bir halde Ramazan ayının 9.ay olan Eylül ayı olduğunu söylüyor. Oruç ay’ı olarak 9.ayı göstermektedir. Kadir suresinde ise Kur’an’ın Kadir gecesinde indiğini, Kadir gecesini içinde barındıran ay’ın bin aydan daha önemli olduğunu vurgulamıştır.
ÖYLEYSE HARAM AY 9.AYDIR.
Bin aydan hayırlı olan Ay, Arapçada Ramazan, İngilizcede September, Türkçede ise Eylül ayıdır. Kur’an kitabı bunu açık bir ifadeyle hiçbir şüpheye mahal vermeksizin net biçimde belirtmiştir. Öyleyse neden Müslümanlar Mart ayında “Ramazan geldi” derler? Bunun adı ezberciliktir ve Allah’ın emirlerine uymamanın getirmiş olduğu komik sonuçlardır.
AY TAKVİMİNİN HATALI SONUÇLARI VE HATALI İBADETLER…
Müslüman Dünyası Ay takvimi sebebiyle Oruç ibadetini her sene 10 gün kaydırmalı olarak uyguluyor. Ve çok büyük yanılıyor.
Oruçlar Hilallere bakarak hesaplanıyor ve bu yönelişin sonuçları çok ağır sonuçlar doğruyor. Abarttığım düşünülebilir fakat tüm ekosistem bundan etkleniyor.
Yukarıda oruç ile ilgili ayetlerin her biri oruç ay’ının inceliklerini tüm detaylarıyla anlatıp öğretmiştir. Ama hiçbirinde, “Siz bu işi 10 gün kaydırmalı uygulayın” dememiştir.
Bu büyük yanlışın boyutunu Tevbe Suresinin 37. ayetinden okuyalım.
”Haram ayları başka aylara ertelemek küfürde ileri gitmektir. Allah’ın haram kıldığı ayların sayısına uydurmak için bir ayı bir yıl helal ve bir yıl haram sayıyorlar. Böylece Allah’ın haram kıldığını helal kılıyorlar. Onlara kötü işleri güzel gösterildi. Allah kâfirler topluluğunu doğru yola ulaştırmaz.”
Haram ayların her sene yerinden oynatılması demek tüm ekosistemin bundan etkilenmesi demektir. Doğal olan akış sürekli yanlış takvim üzerinden etkileniyor. Doğanın alışkanlıkları değiştiriliyor ve Haram olan bir ayın bir sonraki sene helal günlere denk gelmesi demek, doğada katliam yapılmasına da sebep oluyor. Tüm bu hataların sebebi Ay takvimi olan Hicri takvimdir.
Madem Kadir gecesi Mübarek ay olan Ramazan ayının içindedir ve Kur’an’da o ayda indirilmiştir, neden öyleyse biz Müslümanlar orucu her sene 10 gün kaydırmalı tutuyoruz?
Buna verilen cevap şu: “Oruç Ay’ı Hilallere göre hesaplanıyor Allah böyle emretmiş”
Sözlü aktarmalar dini. Kur’an sanki okuyun dememişte, birbirinize aktarın demiş gibi din oluşturmuşlar.
Hz. Cebrail Hz. Muhammed’e Kur’an’ın ilk ayetini getirdiği an, sabit belli bir gün iken, Kur’an kitabının indiriliş vakti zamanı sabit bir güne bağlanmış olduğu belli iken, her sene 10 gün kaydırmalı oruç tutmak hangi mantığa uygundur?
Örnek Kur’an 608 senesinin Eylül ayının 23. gecesi inmeye başlamış olsun, bir dahaki sene Eylül ayının 13 ünde perhize girmek, ve bunu her sene 10 gün kaydırarak Kur’an’ın indirildiği ilk günden sürekli sapmak hangi aklın kabul edeceği bir uygulama olabilir? Bu hiç doğru değil.
Mantık bunu böyle resmederken, Kur’an kitabı ise kendisi için belli bir ayda ve o ayın belli bir gününde indirilmeye başlandığını söylemiştir.
Müslümanlar ne yaptıklarının hiç farkında değiller.
Oruç ibadetlerini Kur’an’a göre düzenlemeyen Müslümanlara kendilerini düzeltmeleri için Kur’an’dan müjdeli bir haber vereyim. Hatırlayınız Oruç için Hilaller baz alınıyor, ben ise bunun yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Buna karşı müslümanlar yine Hilaleri önümüze getirerek öyleyse bze bunu açıkla diyorlar. Bakalım ayet bize bu konuda ne diyor?
Bakara Suresi 189: Sana hilalleri soracaklar. Deki; “Onlar, insanlar için hac seyahatinin zaman belirleyicisidir. Ve MUKADDES MESKEN‘E arkasından dolaşıp gizlice girmek doğru davranış değildir. Mukaddes meskene kapısından gelip girmek doğru olandır. Ve Allah için saygılı olun ki belki affedilirsiniz.”
Hilal sorusuna karşı ayetin verdiği cavap: Hilaller ile hac seyahati vaktinin hesaplanması olduğu belirtilir. Demek ki oruç için hilalleri ölçü almak Kur’an’ın bir emri de değildir tavsiyesi değildir.
Kur’an bizlere işlerimizi İsra Suresi 12.ayetnde MİLADİ takvime göre düzenlememiz konusunda net bilgiler verir.
“Geceyi ve gündüzü iki ölçü yaptık. Allah’ın nimetlerini aramanız ve yılların hesabını bilesiniz diye gecenin ölçüsünü kaldırıp gündüzün ölçüsünü geçerli yaptık. Biz her şeyi ayrıntısıyla açıklarız. ”
Tamda bu sebeple İslam Dünyasının fertleri olan Müslümanlar her sene orucu yanlış zamanda tutuyor. Sorunun kaynağı GECENİN ÖLÇÜSÜNÜ yani Ay takvimini bir türlü terk etmemiş olmaktır. Oysa Allah Gündüzün ölçüsücü yani Güneş takvimini kullanmayı emretmiştir.
*
Şimdi hemen her konuda yaptığım gibi, bu mantığında doğruluğunu, yani Orucun 9.ay’da olduğunu, 9. ayında eylül ayı olduğunu sayılarla delil göstereceğim. Ki hiçbir şüpheye yer kalmasın.
Kur’an’da 2. Surede, 183,184,185,186,187′ de bahsi geçen mevzunun sure ve ayet noları üzerinden yapılan hesaplar,
Üstteki 2.Surenin tüm sayılarını tek hane toplarsak,
2+1+8+3+1+8+4+1+8+5+1+8+6+1+8+7=72 sonucunu buluruz. 72 yi yan yana toplarsak sonuç 7+2=9′ dur.
Şayet tüm sayıları sure nosu ile ayette verildiği gibi toplarsak,
2+183+184+185+186+187=927 sonucunu buluruz. Çıkan sayıları yan yana toplarsak sonuç, 9+2+7=18’dir. yani 2×9 dur. Yada 1+8=9 dur.
Ne diyordu Tanrı 72.Surenin 28.ayetinde? ‘Tanrı her şeyi sayıyla hesaplamıştır’ diyordu. Üstteki hesaplama bu mantığı açık kodla belgeleyen bir ispattır, delildir.
Yapılan bu sayısal hesaplamalarda oruç ayının, 9.ay olan Eylül ayı olduğunu öğrenmekteyiz. Hiçbir şekilde şüpheye yer kalmamıştır. Şimdi 185.ayeti bize ima ettiği üzere düzenleyelim,
Oruç Ayının 9.aya sabit olması küresel bir dengedir: ‘ekinoks’ ile dünya kuzey ve güney yarım kürede denge sağlayan zaman aralığına girer. Böylece ben Güneyde 12 saat oruç tutuyorum Kuzeydeki 6 saat tutuyor. Allah adaletsiz davranmış inancıda manası yitirir ve çökmüş olur. Allah kendisi için adil demişse, adildir.
- 23 Eylül durumu: Kuzey ve Güney Yarım Küre, Güneş ışınları öğle vakti Ekvatora 90°’lik açı ile düşer. Gölge boyu Ekvator’da sıfırdır. Güneş ışınları bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’ye dik düşmeye başlar. Bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’de gündüzler, gecelerden uzun olmaya başlar. Kuzey Yarım Küre’de ise tam tersi olur. Bu tarih Güney Yarım Küre’de İlkbahar, Kuzey Yarım Küre’de Sonbahar başlangıcıdır. Aydınlanma çemberi kutup noktalarına teğet geçer. Bu tarihte Güneş her iki kutup noktasında da görülür. Dünya’da gece ve gündüz birbirine eşit olur. Bu tarih Kuzey Kutup Noktasında altı aylık gecenin, Güney Kutup Noktasında ise altı aylık gündüzün başlangıcıdır.
- 21 Mart durumu: Kuzey ve Güney Yarım Küre, Güneş ışınları öğle vakti Ekvatora 90°’lik açı ile düşer. Gölge boyu Ekvator’da sıfırdır. Güneş ışınları bu tarihten itibaren Kuzey Yarım Küre’ye dik düşmeye başlar. Bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’de geceler, gündüzlerden uzun olmaya başlar. Kuzey Yarım Küre’de ise tam tersi olur. Bu tarih Güney Yarım Küre’de Sonbahar, Kuzey Yarım Küre’de İlkbahar başlangıcıdır. Aydınlanma çemberi kutup noktalarına teğet geçer. Bu tarihte Güneş her iki kutup noktasında da görülür. Dünya’da gece ve gündüz süreleri birbirine eşit olur. Bu tarih Güney Kutup Noktasında altı aylık gecenin, Kuzey Kutup Noktasında ise altı aylık gündüzün başlangıcıdır.
***
57 İslam ülkesi ve Müslüman Alemi Kur’an’dan ne kadar uzaklaşmıştır? Onlar Kur’an ile alakası olmayan bir uzaklıktadır.
Ve elçi dedi ki: “Rabbim gerçekten benim toplumum, bu Kur’an’ı terk edilmiş olarak bıraktılar.” Furkan Suresi 28.ayet.
İşte ayetteki uzaklık mesafesi bu derece de uzaktır. İnanılan fakat terk edilen Kur’an.
Hakikat Allah’tan gelendir. Sakına şüpheye düşenlerden olma!
Eylül (RamaZan) ayınızı kutlarım. RamaZanı (Eylül’ü) oruçlu geçirmeniz dileğiyle esen kalınız…
‘Erdoğan Metin’
www.kuran19.org





[…] SALAT Bknz: ORUÇ Bknz: […]