KUR’AN’A GÖRE DÜNYA DÜZ MÜ? KÜRE Mİ?
Yazı inanılanın aksine bilineni desteklemektedir.
Dünyanın çevresi küre ölçüm hesaplarında yaklaşık olarak 40.041 km. Bu, yüzyıllardır süren bilimsel gözlemler, ölçümler ve jeodezik hesaplamalar sonucunda elde edilmiş “ampirik” (görgül) verilerdir. Bu tür değerler, doğal fenomenlerin ve fiziksel kanunların incelenmesiyle belirlenir.
Dünyanın km. ölçüsü olarak bu çalışma da bende Dünyanın Küre hesabı üzerine benzer bir km. ölçüsü göstereceğim.
İnsan için inanç, salt gerçeği kendi gözüyle görene kadar taşıdığı duyguya denir. O dakikadan sonra inanç kaybolur ve yerini, bilmek adlı tecrübeye bırakır. İnsan bildiği şeye değil bilmediği şeye inanır. Çünkü gerçeğin inanılmaya ihtiyacı yoktur.
Merhaba arkadaşlar, yeni konumuz Dünyamız…
Dünya! Güneş sisteminde üzerinde yaşam barındıran nadide gezegendir.
Üçte ikisi su, üçte biri kara parçalarından oluşan ve Evrende insanlığa yurt sahipliği yapan mütevazı bir gezegendir. Gerçek bir okul… Hakkında birçok şeyi bilmekle birlikte, her gün bir yenisini öğrendiğimiz bilgiler karşısında kendisi hakkında ne kadar da az bilgi sahibi olduğumuzu öğrendiğimiz yumru gezegen. Güneş sisteminin en güzeli ve öylesine özeli…
Şüphesiz ki Dünya, ilk günden bu yana üzerinde misafir ettiği tüm canlılara, akıllısı akılsızı, hareketlisi, hareketsizi olmak üzere bitmek bilmeyen enerjisiyle en güzel hizmeti vermektedir. Bünyesinde milyarlarca yaşam formu barındırdığı halde, sadece tek yaşam formundan bir beklentisi vardır. Sizin için düzene sokulduktan sonra bendeki düzeni bozmayın diyerek, beslenme zincirinin 2.sırasındaki insanoğluna seslenir.
İnsanoğlu kendisini beslenme zincirinin 1.sırasında zannetmesi kendisini varlıkların en âlimi, en zarifi ve en kabiliyetli sanmasıdır. Bu ise sadece akıl tutulmasıdır. Bu akıl tutulmasıyla insan, kendi yaşam alanı olan eko sistemde yakar, yıkar, talan eder en sonunda tüm sistemi temelinden sarsar. Ve yine en sonunda beslenme zincirinin en tepesindeki varlık ile karşı karşıya kalır. Dünya, beslenme zincirinin en tepesindeki varlıktır. Sonunda insan onun karnında bulur kendini. İşte insan basitçe budur. Ondan gelmiş ve ona dönmüştür. Gizemler okulu, ne medeniyetleri yedi yuttu semirdi…
Bu gizemli okul geçmişten bu yana, insanların en arifinden en cahiline kadar istisnasız herkesin, kendisi hakkında en az bir kez yorum yapmasını sağlamıştır.
Acaba Dünya nedir? Acaba Dünya nasıl bir yerdir? Acaba Dünyanın var oluş amacı nedir? Acaba Dünya gibi başka gezegen var mıdır? Acaba Dünya Gökyüzünden nasıl görünüyordur? Nasıl bir şekle sahiptir? Düzmü dür? Yuvarlak mıdır?
Tüm bu merak edilen sorular arasında, ilk çağlardan günümüze kadar hiç eskimeyen ve merak edilen soru, “Dünya düzmü dür küremi dir” sorusudur. Bu soru insanlar hangi çağ da ve hangi çap ta olurlarsa olsun fark etmemiş, her daim insanlığı ikiye bölmüştür. Bu durum günümüzde de aynıdır…
İkiye bölünen insanlığın bir kısmı, ‘Dünya küre gibi yuvarlaktır’ derken, diğer kısmı “Dünya disk gibidir ve düzdür” demiş. Birçok kimse bu tartışmayı günümüz yüzyılına ait bir mesele sanmakta. Sanki her şey kendilerinden gizlenmişte şimdi ortaya çıkarılan bir hadiseymiş gibi kendilerini komplolara karşı seçilmiş özel biri olduğuna inanıyor. Gerçekte bu tartışma, binlerce senedir devam eden bir sokak tartışmasıdır. Ve sizler özel değilsiniz sadece cahilsiniz.
Tarihte;
Antik çağlarda Düz Dünya modeli, Dünya’nın şeklinin bir düzlem veya daire (disk) olarak algılandığı çok eski bir kavramdır. Günümüze kadar ulaşan kayıtlarda Klasik döneme kadar Yunanistan, Helenistik döneme kadar Yakın Doğu’nun Tunç Çağı ve Demir Çağı medeniyetleri, Gupta dönemine kadar Hindistan ve 17. yüzyıla kadar Çin dâhil olmak üzere birçok antik kültür, düz bir Dünya kozmografisini benimseyip onaylamıştır.
Erken Mısır ve Mezopotamyada Düz Dünya düşüncesi, Dünya, okyanusta yüzen bir disk olarak tasvir edilmiştir. Benzer bir model MÖ 8. yüzyıldan kalma Homerik açıklamada yer almıştır.
Türklerde ise Düz Dünya düşüncesi, İslamiyet öncesi Türk inançlarına kadar gitmektedir. İslam’a geçiş ile birlikte Türk düşünürlerin bir kısmı Dünyanın Küre olduğunu savunmuş, bir kısmı ise, Düz Dünya teorisini savunmuş.
İslam dünyasında Düz Dünya düşüncesi, İslam Dünyasında da değişen bir şey yoktur. Bir kısım İslam bilginleri Dünya’nın Küre olduğunu savunmuş, bir kısmı ise Dünyanın Düz olduğunu savunmuş. Fakat Batlamyus’un fikirlerinin yayılması ile birlikte Küre fikri yayılmış. Gazzâlî ve Fahreddîn er-Râzî gibiler, Dünya’nın yuvarlak, Küre olduğunu savunmuş. Ebû Ali el-Cübbaî gibi bazı âlimlerde düz olduğunu savunmuş.
Modern Dönemde Düz Dünya görüşü, Avrupa’da bilimsel devrim sonrası düz Dünya inancı 1838 senesine kadar uzun bir zaman tartışılmamış.
En eski kaydı MÖ 8. Yy dayanan bu tartışma, Antik dönemden Orta çağa, Modern dönemden günümüz bilim çağına kadar bitmek bilmeyen bir olaydır.
Şu kesindir ki bu tartışma konusu, insanları her zaman ikiye bölmeye devam edecektir, hangi delil getirilirse getirilsin inanmayacak olan inanmayacaktır.
Sadece bir tarafın haklı olduğu kesin.
‘Peki, Dünya Düz dür diyenler mi yoksa Dünya Yuvarlaktır diyenler mi haklı?’ Biz buna nasıl bir açıklama getirmeliyiz ki mevcut taraflardan en azından bir kısmını, belki bir kaçını ikna edici olalım? Tabi ki birilerinin inanmasını sağlamak benim işim değil. Fakat bu kargaşaya bir açıklama getirmek, her mücadeleci insan gibi benimde vazifem olmalı.
Kimin haklı olduğu neye göre belgelenmeli ki, bir taraf (en azından birkaç kişi) artık ikna olup “evet sen haklıymışsın” diyebilmeli? İkna edici unsur ne olmalı ki böyle bir kişi inancını doğru olan mevcuda uygun pozisyona getirebilsin…
Her iki cenah kendi görüşünü haklı çıkartmak üzere türlü türlü bakış açısı sunmuştur. Bakış açılarını belli başlıklar altında toplayacak olursak sanırım sıralama şekli şöyle olurdu.
1- Mantıksal yöntem. 2-Bilimsel veri. 3-Kutsal kitaplar. Yine de buna rağmen anlaşma sağlanamamıştır… Sebebinin ne olduğunu anlatmaya çalışayım.
Dünyanın yuvarlak olduğu bilgisini kutsal kitaplara bakarak delil olarak sunmak isteyenler, Dünyanın bütünlüğünün yuvarlak olduğunu tanımlayacak net bir ifade bulamamıştır. Bunun sebebi orjinal sözcükler yerine çevirilere bakıyor olmasıdır.
Dünyanın düz olduğu bilgisini kutsal kitaplara bakarak delil olarak sunmak isteyenler de, Dünyanın bütünlüğünün düz olduğunu tanımlayacak net bir ifade bulamamıştır.
Dikkat ederseniz altını çizerek belirginleştirdiğim ifade, Dünyanın bütünlüğüne dair tümdenliğini ifade edebilen varlık formunu şekli olmasıdır.
Bunu şöyle tarif edeyim. Dünyaya kendi içinden değil, uzaktan bir yerden herhangi bir gezegenden bakarak mevcut farkındalığına dair nesnel görünüşündeki tekilliğidir. Bir duygudaşlık yapacak olursak, Dünyadan Aya, Güneşe, Marsa, Jüpitere vb. baktığımız da gördüğümüz nesneyi tarif eden tanım gibi.
Güneş sisteminde tüm gezegenler küre iken onların arasında Dünyanın düz olması nasıl olurdu?
Kutsal kitaplara bakarak Dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamaya çalışanların delil olarak ortaya sunduğu ayete atalım: “Geceyi gündüze sarıp örtendir, Gündüzü geceye sarıp örtendir” bu ve buna benzer ayetlerde, sarmak sözcüğünün Arapçası “yükevviru” olan ifadeyi delil alarak, yuvarlamak manasına geldiğini ve bundan hareketle, Dünyanın yuvarlak olduğunu iddia edenler Dünyanın küre olduğunu söyler.
Öte yandan karşıt görüş: “Sizin için yeryüzünü yayıp döşedik” Yahut, “Onun düzlüklerinde” “sizin için düzlükler meydana getirdik” “Dağları söküp atarız sen o zaman yeryüzünü çırılçıplak >engebesiz< görürsün” ya da “O, sizin için yeryüzünü bir yatak, gökyüzünü bir bina kıldı” vb. ayetlerine bakarak, Dünyanın cisminin tamamen Düz olduğunu delil olarak sunanlarda var.
Her iki taraf birbirine karşı dolaylı yoldan deliller getirerek net bir ifade ile ikna edici olamıyor.
Peki, gerçekten de kutsal kitaplarda Dünyanın varlık formuna dair bir ibare yok mudur? Bu hususta Kutsal kitaplardan biri olan Kur’an’da Dünyanın şeklini tanımlayan bir ayet varnıdır? diye, Arapça sözcükleri incelediğimizde evet vardır!
Onlarca İslam âlemi önderleri nasıl olur da “Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık’’ ‘’Biz Kitapta her şeyi taraflıca anlattık” demesine rağmen, İnananlar açısından işte bu ayet delildir ki yüce Allah Kur’an kitabında Dünyanın Küre olduğunu belirtmiştir diyemez?
Oysa bu mesele teee antik çağlardan bilim çağına kadar uzanan ve tüm insanlığı fikir ayrılığına düşüren bir mesele olduğu halde, nasıl olur da Kur’an kitabı buna sessiz kalır? Ama Kur’an’ın iddiasına göre Kur’an, insanlığın fikir ayrılığına düştüğü böyle sorunlara karşı, kendi bünyesinde bir açıklamasının olduğunu net olarak iddia etmesidir.
Üstteki ayetler tamda bunun gibi çıkmaza girmiş sorunlar için bir çıkış kapısıdır. Üstelik şu gibi ayetlerle de kendini hakem tutmuştur. “Aralarında Allah’ın Kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. İşte onlar böyle döneklerdir.”
Öncelikle şunu net olarak belirteyim! kutsal kitapların herhangi bir cahil tarafından çevrilmiş meallerine bakarak, okuduğunuz şeyi kutsal kitabın öz metni gibi algılayıp ona göre şekillenmeyin! “Siz bu Kitaptan sınava gireceksiniz” derken, başka bir yerde “Kitabın Arapça indirildiğini” belirtir. Birçok anlam çıkartılabilecek bu ayetlerin şöyle de bir anlamı vardır. Kitaba bizzat kendin çalış! Sahtekârların seni yanıltıp yönlendirmesine izin verme!
Kim Kur’an çevirisi yapıyorsa bilsin ki, o Kur’an çevirisi, sadece o kişinin o kitaptan kendi anladığı kadarıdır. Ve işte tamda o kitap çevirisi o kişinin kendi sınavının sonucudur. Bu sebeple Kur’an çevirisi diye okuduğunuz mealleri mutlak doğru olarak algılamayın. O çeviri, çeviren kişinin farkındalığı kadardır. Ötesi değil.
Sıradan basit bir İngilizce romanı üç farklı kişiye çevirtseniz üç farklı kişinin birbirinden farklı çeviri yaptığına tanık olursunuz. Sıradan basit roman için dahi anlayış ve yorumlanış biçimi böyle ilerlerken, kutsal kitapların neden hiçbir çevirisinin birbirine uymadığını böyle bir örnekle tarif etmiş olalım.
Peki, durum buyken kutsal kitaplara neye göre bakıp kendimize rehber olmasını sağlayabiliriz? Bunun iki yolu var: İlk emredilen, Kitabı orijinal metninden bizzat kendin okuyup tüm sözcüklere tane tane bakarak ne dediğini anlayacaksın. Diğeri ise, Kutsal kitapları çeviren kişilerden hangisi, sözcükleri tüm beşeri dürtülerden uzak halde çeviriyorsa ve mevcut aktif hayatla ile olan bağını net olarak ortaya koyuyorsa, ona inanacaksın. Başka yolu yok.
Şu dakikadan sonra yazacaklarım sadece ve sadece Kuran kitabının Allah’ın sözleri olduğuna inandığını söyleyenler içindir. Şayet gerçekten inançlıysanız, bu gerçeği kabul edip ikna olacaksanız ve antik çağlardan bu yana süren bu sonuçsuz tartışma sizin için bitmiş olmalı. Yok, inanmayacaksanız demek ki zaten inanmıyordunuz ve hemen üstteki ayetin son cümlesinin muhatabı herhalde sizlersiniz.
Kuran kitabında Dünya sözcüğünün açıkça ‘’Dünya’’ olarak geçtiği tüm ayetler, tam olarak 109 ayettir.
Çok ilginç değil mi? 1-0-9. Sayılara şöyle bir baktığımızda bize, Üzerinde 19 vardır ayetini resmeder, işte bu resmedilen sayısal şema, bu konunun üzerine ehemmiyetle eğilmeyi tavsiye eder.
Not: Bilmeyenler için 19 nedir kısaca açıklayayım. 19 sayısı 74. Müddessir Süresinin 30. Ayetinde geçer. 19 sayısı hayatın birçok alanında gelişen ve gelişmekte olan herhangi bir olay için tanımlama formülüdür. Şayet bir olayda 19 sayısı ve katlarını görüyorsanız o olayın sizin için bir araştırma konusudur. Hayatın içinden 19 sayısıyla ilişkilendirilmiş birçok konuyu sitemizden bulabilirsiniz.
Kuran’da Dünya sözcüğünün geçtiği 39 süre ve 109 ayet vardır. Süre ve ayet numaralarını buraya alıyorum. Sözel kısmını isterseniz Kur’an’dan kontrol ediniz.
2+85 +2+86 +2+114 +2+130+ 2+200+ 2+201+ 2+204+ 2+212+ 2+217 +2+220+ 3+14 +3+22 +3+45+ 3+56+ 3+117+ 3+145+ 3+148+ 3+152+ 3+185+ 4+74+ 4+77+ 4+94+ 4+109+ 4+134+ 5+33+ 5+41+ 6+29+ 6+32+ 6+70+ 6+130+ 7+32+ 7+51+ 7+152+ 7+156 +8+67+ 9+38 +9+55+ 9+69+ 9+74 +9+85+ 10+7 +10+23+ 10+24+ 10+64+ 10+70+ 10+88+ 10+98+ 11+15+ 11+60+ 12+101+ 13+26+ 13+34+ 14+3 +14+27+ 16+30+ 16+41+ 16+107+ 16+122+ 18+28+ 18+45+ 18+46+ 18+104+ 20+72 +20+131+ 22+9 +22+11+ 22+15+ 23+33+ 23+37+ 24+14+ 24+19+ 24+23+ 24+33+ 28+42+ 28+60+ 28+61 +28+77+ 28+79 +29+25+ 29+27+ 29+64 +30+7 +31+15+ 31+33+ 33+28+ 33+57+ 35+5 +37+6 +39+10+ 39+26+ 40+39+ 40+43+ 40+51+ 41+12 +41+16+ 41+31+ 42+20 +42+36+ 43+32+ 43+35+ 45+24 +45+35+ 46+20+ 47+36+ 53+29 +57+20+ 59+3 +79+38+ 87+16= 9063 __ 19×477 Üzerinde 19 vardır!
Şimdi yukarıda belirttiğim Dünyanın bütünlüğüne dair bir anlayışla tümdenliğini ifade edebilen bir açıklama getiremeyenlerin bulup ortaya koyamadığı, Dünyanın uzaktan bakıldığında kendi varlık formunu ortaya koyan ayeti göstereceğim.
Bakara Süresi 167: Onlara tapanlar şöyle der: “Keşke biz “küreye” dönebilsek, onların bizden kaçtıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak!” Böylece Allah, onlara bütün işlerini harap halde ve hasretler içinde gösterecektir. Onlar yakıcı cezadan çıkacak da değildir.
Arapçasında كرة >kura< diye seslendirilen Küre seslendirmesi, Dünyanın çok net bir ifade ile Küre olduğunu açıklamaktadır. krw kökünden gelen kura كرّة “top” sözcüğünden alıntıdır. Böylelikle Dünyanın vücut formunun Küre olduğunu, tıpkı diğer gezegenleri gözlemlerken seyrine daldığımız izlencedeki gibi açıkça seyretmiş oluruz.
Çok önemli not: Kur’an’a inandığını, ona iman ettiğini söyleyenlerin, Dünyanın Kur’an’da açıkça küre olduğunu söylemesine rağmen ”BU YETERLİ DEĞİL” dediklerine şahit oldum. Kur’an’da kendi düşüncelerini desteklemeyen bir açıklama gördüklerinde nasıl bir inat içinde kaldıklarını görüyorum. Bunlar tıpkı, Hz.Muhammet karşı ”bize bundan başka bir Kur’an getir” diye itiraz edenler gibiler.
Dikkat ederseniz Ayette, Dünya ile ilişkisi kalmayan birilerinin ağzından resmedilen Dünyanın formu, bizim diğer gezegenleri gözlemleme örneğinde anlatmaya çalıştığımız mantık üzerine resmedilmiştir. Ayetteki mantık, içerden değil dışarıdan doğru bakılınca tanımı yapılan bir ifade ile seslendirilip resmedilmiştir.
Bundan böyle Dünyanın düz ya da yuvarlak üzerine antik çağlardan bu yana süren tartışması, inanacak olanlar açısından aydınlığa kavuşmuştur.
Şimdi daha iyi anlaşılmıştır ki Kur’an, Dünya sözcüğünün geçtiği ayetlerde Dünyanın, tam olarak 109 kez Küre olduğunu zaten söylemektedir. Ve sanki Dünyayı! 1––9 sayıları ile kodlayarak resmetmiştir.
Kur’an’da Dünyanın şeklinin küre olduğunu vurgulayan ifade, 6 Süre ve 6 ayette geçer. Onlar alttadır.
(2:167) (17:6) (26:102) (39:58) (67:4) (79:12) Süre ve ayetleridir.
Buradaki sayıları tek hane topladığımızda çıkan sonuç 102′ dir.
2+1+6+7+1+7+6+2+6+1+0+2+3+9+5+8+6+7+4+7+9+1+2= 102 ve bunun yanına 6 süre ve 6 ayette anlatılmasını bize taşıyan 6 sayılarını da eklediğimiz de sonuç; 102+6+6= 114′ tür. 6×19 Üzerinde 19 vardır.
Süre ve ayet numaralarını Dünya üzerinden yapılan hesaplamadaki gibi topladığımızda çıkan sonuç,
2+167+17+6+26+102+39+58+67+4+79+12= 579′ dur.
Şayet tüm sayıları yani en baştan şu ana kadar ortaya çıkan tüm sayıları, sure ve ayet adetleri dâhil onlardan ortaya çıkan sonuçları topyekün topladığımızda Küre ile Dünya sözlerini bize taşıyan bilgilendirmenin tek çatı altında olup, aynı mantığı ifade ettiğini anlarsınız.
39+109+9063+6+6+579= 9802 __ 9+8+0+2=19 Üzerinde 19 vardır.
Konu, sayısal ve metin olarak aydınlanıp ve denklemlenmiştir.
Şimdi bomba bilgi.
Dünyanın çevresi yaklaşık olarak 40.041 km. Bu, yüzyıllardır süren bilimsel gözlemler, ölçümler ve jeodezik hesaplamalar sonucunda elde edilmiş “ampirik” (görgül) verilerdir. Bu tür değerler, doğal fenomenlerin ve fiziksel kanunların incelenmesiyle belirlenir. Ampirik, %100 kesin olmayan ama çok yaklaşık olan…
Kuran kendi bünyesinde insanlığı ilgilendirecek hiçbirşeyi eksik bırakmamıştır.
Dikkat ediniz!
Kur’an’da Dünyanın şeklinin Küre olduğunu vurgulayan ifade 6 Süre ve 6 ayette geçer. O ayetleri buraya yeniden alalım. (2:167) (17:6) (26:102) (39:58) (67:4) (79:12) şimdi bu ayetler üzerinde Dünyanın gerçek çevresini bulacağım.
Bilimin ampirik değeri olan 40.041 km hesabının gerçek ölçüsü ayetlerde böyle görünür. 2167+176+26102+3958+674+7912 = 40.989 km.
Kur’an’da Dünya açıkça net olarak Küre olarak anılmıştır. Üstelik bunu, Kuran’ın 6×114 gerçeği gibi bütün olarak sayısal verisiyle netleştirmiştir. Bu yazıyı okuduktan sonra ve Dünyanın Küre olduğunu açıkça müşahede ettikten sonra sırf, kendi hevesine uyarak Kur’an’a muhalif hareketler sergileyenler, Kur’an’ın diliyle şaşırmış yoldan çıkmıştır.
*
Düz Dünyacılara bir soru! Şayet Dünya sizin haritanızdaki gibi düz ise, bu düz haritada ABD ve Japonya birbirinden fersah fersah uzakta “zıttında” kalmakta. Haritanıza güveniyorsanız sorunuz şu: 2. Dünya savaşında Japonya, Amerikaya karşı ‘Pearl Harbor’ baskınını nasıl yaptı?
Not: 7/12/1941 tarihinde Japonya’dan Abd ye karşı gerçekleştirilen bu savaş atağının tarihide 19 sayısıyla mühürlüdür. Tarihi sayıları olduğu gibi yazıp 19′ a bölerseniz 19′ un küsuratsız kalanını verir. 7121941/19 = 374839 Üzerinde 19 vardır !
BİZ KİTAPTA HİÇBİRŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK!
“SİZ BU KİTAPTAN SINAVA GİRECEKSİNİZ”
Fussilet S. 53: Biz ayetlerimizi hem görselde hem kendi benliklerinde onlara açıkça göstereceğiz. Öyle ki, şüphesiz onun (Kuran’ın) gerçek olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Yaratıcının tanık olması yetmez mi?
Şayet yazıyı bilimsel açıklamalar ile her iki taraflı ele alacak olsam, tüm argümanlarınız bilimsel olarakda çöker. Bu yazı düz dünyacıları tatmin etmesi için kaleme alınmadı. Kendilerinin zamanın gizli seçilmişleri olmadıklarını ve inançlarının ise hem bilimsel hemde Kur’an tarafından açıkça ret edildiğini bilmeleri için yazıldı.
Bazı arkadaşlar Kur’an’ın Dünya için küre ifadesini açıkça kullanmasına rağmen Dünyanın Küre olabileceği hususunda tatmin olamamışlar ve onlar bana özelden yazıp, “biz tatmin olamadık, düz dünya mantığı daha ağır basmakta” demekteler.
Allah kitapta bu mevzuya karşı net bir sözcük ile Dünyanın Küre olduğunu belirtmiştir. İster inan ister inanma. Sizi ikna etmek için uğraşmaktansa deveyi hendekten atlatırım.
Yinede! Daha bilimsel bir yazı bekliyorsanız bu linke bakınız. Dünyanın küre olduğu gerçeğini anlayıp görebilmenize yardımcı olacağını düşünüyorum.
Onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, haydi yapabilirsen yerin içinde bir, tünel açıp veya göğe bir merdiven dayayıp onlara bir mucize getirmeye çalış! Allah dileseydi onların hepsini hidayet üzere toplardı. Sakın bilgisizlerden olma!
İşte Kuran, işte hesap, işte görsel.
“Erdoğan Metin”
Bu konu tamamıyla www.kuran19.org’ a aittir.
Apollo 8 den çekilmiş bu foto, Dünyanın Ay üzerine doğuşudur.