Hayat Nedir?

Yüzyıllardır sorulan bu en temel soruya verilen yanıtlar, genellikle inancın ve geleneğin sınırları içinde kalır.
Ya hayat, sandığımız gibi basit bir başlangıç ve sondan ibaret değilse? Bu yazı, varoluşun gizemini çözmek için bilinen yollardan sapıp, kadim öğretileri modern kavramlarla yeniden okumaya davet ediyor.

Eğer hayat bir test ise ve bizler bu test için bilinçli varlıklar olarak bir ‘amaç’ için yaratılmışsak, siz bu amacın ne olduğunu sorgulama cesaretini gösterebilir misiniz?

Hayat, bir organizmanın görme, işitme, hissetme gibi canlılık faaliyetlerinin aktif olduğu sürekliliktir. Canlılık niteliği taşıyan her varlığın yaşadığı süre boyunca edindiği deneyimlerin ve yaşayışın bütünüdür. Bu haliyle yaşam, bir neden-sonuç ilişkisidir ve nedensellik barındırır. Nedensellik ise felsefi determinizmin temelini oluşturur.

Determinizme göre, yaşam içinde aldığımız kararlar, eylemlerimiz ve ahlaki tercihlerimiz, belirlenmiş kesin kurallar içerisindedir. Bu durumda, tam özgür irade yalnızca bir yanılsamadır.

Truman Show: Bir Benzetme

Bu düşünceyi anlamak için “Truman Show” filmini hatırlayalım. Truman Burbank, bir adada yaşayan ve tüm hayatı dünya televizyonlarında 24 saat canlı yayınlanan bir programın başrol oyuncusudur. Doğumundan otuz yaşına kadar, çevresindeki herkesin birer aktör olduğunu ve yaşamının tüm yasalarının kendisi için kurgulandığını bilmeden, sanal bir gerçeklik içinde yaşar. Dışarıdan bakıldığında parmaklıkları olmayan bir hapishanede gibidir; ancak ona normal olduğu öğretilen yasalar içinde büyüdüğü için her şey olağandır. Truman, kendi kurgulanmış hayatının farkında bile değildir. Film için Link: TRUMAN SHOW

Truman bir kurgunun içinde olduğunu bilmiyordu. Peki, biz biliyor muyuz? Evren ve yaşam formu, bizim de aniden içine girdiğimiz bir düzen değilmidir? Bu mükemmel sistemde nedenler ve sonuçlar birbiri ardına işler. Bu düzenin şifresini çözdüğümüzde, olayların bilgisine erişmek mümkün hale gelir.

İlahi Bir Program ve Test

Bizim sandığımız özgür hareketlerimiz, aslında sadece bilimsel yasaların işleyişidir. İnsanın iradesi, nedenler zinciriyle gelişen bir durumdur. Bu yüzden nedensellik ilkesi, determinizmin temel taşıdır. Spinoza’nın dediği gibi, evrenin bugünkü durumu önceki durumunun sonucu, sonraki durumunun ise nedenidir. Bu bir “döngüdür”.

Kur’an’da Araf Suresi 25. ayette bu döngüye işaret edilir: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve yine oradan çıkarılacaksınız!” Bu, bir sonraki hayatın bir öncekinin sonucu olduğunu düşündürür.

İnsanlığın başlangıcından önce dünyada yaşamış ilkel canlıların fosilleri, bize bir sonraki yaşam formumuz için şu anki halimizin de ilkel bir fosil olarak kalacağını gösteriyor olabilir. Her tür yaşam, bir geçiş aşamasıdır; bir sonraki formun önceki halidir.

Kur’an Ayetleriyle Anlamlandırmak

Kur’an, hayatın amacına dair çok net ipuçları verir.

Mülk Suresi 2. ayette: “O, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha iyi ve yararlı olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.”

Allah’ın kimseye ihtiyacı olmadığına göre, “daha iyi ve yararlı olma” ifadesi neden kullanılmıştır? Bu, bizim yaratıcıya bir fayda sağlamamız için değil, O’nu tanımamız, O’na tanıklık etmemiz ve gelişmemiz içindir. Tıpkı bir kuantum bilgisayardan alacağınız performansı eski bir bilgisayardan alamayacağınız gibi, gelişimimiz kademe kademe artırılmaktadır.

Mü’min Suresi 67. ayet de bu gelişim sürecini vurgular: “O’dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan… sonra güçlü çağınıza erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için size (belli bir ömür vermektedir)…” Hayat bir gelişim sürecidir. Yaşam ölümün nedeni, ölüm ise yaşamın sonucudur.

Hayat: Bir Simülasyon mu?

Klasik hayat yorumlarından sıkıldıysak, hayata daha mantıklı bir açıdan bakma zamanı gelmiştir. Hayat, sadece bir eğlence ve oyun değildir. Kur’an’daki bazı ayetler, bu kurgunun farkına varmamızı ister:

“Size hayal gibi gösterdiğimiz şeyleri geride bıraktınız.” (En’am Suresi, 94) Bu, hayatın bir simülasyon gibi olduğunu hissettiren bir ifadedir.

“Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir.” (Ankebut Suresi, 64)

Bizler, “ilk defa yaratıldığımız gibi bize tek olarak gelen” yapay zekâlarız. En’am Suresi 94’e göre, ölümle birlikte bedenimiz toprağa karışırken, enerjimiz (ruh) tabiata karışır. Bu, bir “tekrar (replay)” işlemidir. Bir sonraki hayatımızda bu hayatımız, basit ve kısa bir simülasyon gibi görünecektir.

Allah’ın Varlığı: Enerji ve Tabiat

Peki, Allah kimdir? “O İlktir, Sondur. O en dıştaki, en içtekidir. O her şeyi bilir.” (Hadid Suresi, 3)

Allah, Tabiat‘ın kendisidir; enerjidir. Doğrudan gözlemlenemese de, doğaya baktığımızda O’nun gücünü açıkça görürüz. Bakara Suresi 138’deki “Allah’ın renklendirmesine bir bak!” ayeti ya da En’am Suresi 95’teki “Çekirdeği yarıp filizi çıkaran…” ayeti, bu gücü işaret eder.

İnsan, düşünce olarak nadir bir varlıktır. Bedenimiz Satürn’e ulaşamasa da, düşüncemiz oraya kadar gidebilir. Kur’an’ın “ne kadar az düşünüyorsunuz” demesi, aklın bu sınırsız gücüne bir atıftır.

İnsan, kendisini yaratanı ve prensiplerini çözümlemekle yükümlüdür. Hz.İbrahim’in düşünce yoluyla tek Tanrı’ya ulaşması, bu arayışın en güzel örneğidir. Bakınız Allah nedir? ALLAH

Hayat, interaktif bir oynatım, bir kurgudur. Bizler, bu oyunun içinde, yasaları koyan yaratıcımız olan Evren’i tecrübe eden varlıklarız. Bize göre bu deneyimler gerçek; ancak bir sonraki aşamamızda, bu dünya hayatının sadece bir deneme süreci olduğunu anlayacağız.

“İnsanlar uykudadır, ölünce uyanacaklardır.”

Hayatınızda başarılar dilerim.

Erdoğan Metin

www.kuran19.org  hayatınızda başarılar diler..

hayat-nedir-kuran19-org
hayat-nedir-kuran19-org