_Determinizm_
Hayatı (kaosu) en iyi tanımlayan öğretidir.
Madde, zaman, mekân… Peki tüm bunlar, bir algıdan ibaretse? Bu yazı, yaşamı tanımladığımız temel kavramların, aslında bizi bir “deneyin” içine hapsettiğini iddia ediyor. Yaşlanmanın ve ölümün varlığıyla “gerçek” tanımını çürüterek, Kur’an’daki ayetlerin hayatı neden bir “oyun” olarak tanımladığını açıklıyor. Bu metin, sizi sadece okumaya değil, aynı zamanda içinde bulunduğunuz “gerçeği” sorgulamaya ve oyunun asıl amacını keşfetmeye davet ediyor.
Evreninin işleyişinin, evrende gerçekleşen olayların, çeşitli bilimsel öğretilerle tanımını yapan, Fizik yasalarıyla belirlenmiş olaylar zincirinin gerçekleşmesindeki zorunluluğu ispatlayan en güzel öğretidir.
Determinizm kararların sonucu olan sebeplerin incelenmesi için farklı dalları vardır.
1)-Mekanik determinizm: insanın kararları kendi dışındaki nedenlerin sonucudur.
*
2)-Ekonomik determinizm: ekonomik etkenler insanın kararlarında belirleyicidir.
*
3)-Toplumsal determinizm: insanın iradesi yaşadığı toplum değişkenleri(eğitim, ekonomi, sağlık, mal varlığı) ile belirlenir.
*
4)-Tarihsel determinizm: insanın kararlarının belirlenmesinde tarihi olaylar etkilidir.
*
5)-Deneysel determinizm: deney ile elde edilen veriler tekrardan bağımsız olarak sabit sonuçlara sahiptir. Pozitif bilimlerin açıklanmasında etkili olan determinizm dir. Bu anlayışa göre mucize gibi olaylar yoktur. Bilimlerin kuralları sabittir ve bu da belirli durumları ortaya çıkarır.
***
Aslında tüm görsel bir mucizedir ama değildir de. Tanımını yapana kadar herşey olağan üstü bir haldedir. Fakat tanımını yaptığın zaman hiçbir şeyin mucize değil! tamamıyla bir mantık gerçeği olduğunu kavrarsın.
Ne gerçeğimi?
Herkes gibi köle (kul) olarak doğduğunun gerçeği! Dokunamadığın,tadamadığın yada koklayamadığın bir hapishanedesin, beyninin için bir hapishane.
Ne yazıkki görselin ne olduğunu tam olarak kimse yorumlayamaz. Bunu ancak kendiniz yorumlamak zorundasınız. İSTENENDE BUDUR. ‘igra bismi rabbkellezi halag’ ayeti kitap okumayı tavsiye eder fakat mana sadece kitap okumakmıdır? Hayatda bir kitap değilmidir? Gerçek olan ise, TABİAT ve YASALARIDIR!
*
Gerçek nedir, gerçeği nasıl tanımlarız?
Gerçek: El ile tutulup göz ile görülecek biçimde tam anlamıyla var olan, öz varlığı hiçbir biçimde yadsınamayan, bir nitelik olarak var olan, kendisi gibi olan, aslına uygun bulunan, değişmeyen, aşınmayan, ölmeyen, yapay olmayan demektir. Sizce biz şu anki görselde gerçekmiyiz? EVET mi? Acaba bu ne kadar doğru?
Çünkü daha dün bebektiniz, sonra çocuk, sonra genç, sonra erişkin, sonra yaşlı, en sonunda ölü. Fakat gerçeğin öz tanımında bunların hiçbirisinin gerçekleşmemesi gerekiyordu. Olduğun gibi kalman, hiç bir şekilde aşınmayan, değişmeyen olman gerekiyordu. Bu tanıma göre hiçbirimiz gerçek olamayız. Öyleyse neyiz? Hiç şüphe yokki hepimiz bir deneğin üzerindeki (içindeki) deneyiz. Organik diye tanımlanmış et diye isimlendirilmiş organik bedenlere yüklü, seçimlerinde (iyi yada kötü seçimde) serbest bırakılmış birer ”yazılımız.”
Denemeye tabi tutulan şey (madde) üzerinde yada içinde bulunduğumuz bu organik bedenler değil, onun içine yüklenmiş (download) edilmiş bilinç sistemimizdir. Aşınıp ölen organik et bedenler sadece birer binektir. Ölmeyen değişmeyen ise, iyi ya da kötü iradedir…
*
Bu konuda Kuran kitabının gerçeği nasıl anlattığını bilmek istiyormusunuz?
Mülk S,2
(Programcınız Allah) Hanginizin daha güzel işler yapacağını sınamak (bilgisini, yeterliliğini, yeteneğini, ya da niteliğini görmeniz) için ölümü ve hayatı yaratandır….,
Ankebut S,64
Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise (versiyon 2) GERÇEK HAYATTIR; bir bilselerdi…
*
Ayette oyun ve eğlence ve gerçek sözcükleri geçmektedir. Onları tanımlayalım..
1- Oyun ne demektir? Oyun, KURALLARI >ÖNCEDEN BELİRLENMİŞ< bir eğlence demektir. Öyleyse eğlence oyun içinde geçen hallerin dışa vurumudur.
2- Gerçek nedir? El ile tutulup göz ile görülecek biçimde tam anlamıyla var olan, öz varlığı hiçbir biçimde yadsınamayan, bir nitelik olarak var olan, kendisi gibi olan, aslına uygun bulunan, değişmeyen, aşınmayan, ölmeyen, yapay olmayan demektir.
*
Her oyunun bir mantığı vardır, bir oyunun arayüzü o oyunun kendi DÜNYASIDIR. Bu oyunun bağlı olduğu bilgisayar ise oyunun evrenidir. Hiçbir oyun karakteri başka bir oyunun alanına sızamaz. Çünkü etrafında onu çevreleyen oyun yasaları vardır. O yasalar aşılamaz delinemez yok sayılamaz. Bizim dünyamızda o yasaların tanımı fizik kurallarıdır.
Oyunu oynadınız ve bitirdiniz. Belirlenmiş bir yapımın bir başlangıcı varsa birde sonu vardır. Çünkü her başlangıç bir bitiş demektir. Başlangıç ve bitiş arasında geçen zaman zarfında, günlük hayatta aldığımız kararlar, düşüncelerimiz, eylemlerimiz, ahlaki tercihlerimiz belirlenmiş belli, kesin kurallar içerisindedir. Bunu en iyi açıklayan felsefe ise DETERMİNİZM öğretisidir.
*
+Kadere inanırmısın Zenci?
-Hayır.
+Neden?
-Çünkü hayatımı yönlendiremediğim düşüncesini sevmiyorum.
+Adamım aslında yanılıyorsun! Çünkü determizm ilk 5 maddesi senin yaptığının seçimlerin o seçimi tercih etmendeki nedenlere bağlı olduğunu ispat eder.
*
Özgür irade yanılsamadır. Determinizm bunu öğretir ve özgür iradenin bir yanılsama olduğunu şu Kuran ayetleride net olarak vermektedir.
NİSA S, 78
Her nerede olursanız olun ölüm size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine kurtulamazsınız. Onlara bir iyilik erişirse “Bu, Allah’tandır->TABİATTANDIR” derler, bir kötülüğe uğrarlarsa, “Bu, senin yüzündendir.” derler. De ki: “Hepsi Allah’tandır” Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya çalışmıyor?
Deki hepsi Allah’tandır sözü her şeyi Allah’ın yaptığının ispatıdır.
Enfal S, 17
Onları siz öldürmediniz, fakat Allah (yasalar) öldürdü. Attığın zaman da sen atmıyor dun; Allah atıyordu. İşte böylece inananları güzel bir sınavla ödüllendirir…,
Şimdi bir oyun oynayalım! Oyunda savaştayız, düşman ile karşı karşıya geldik ok attık isabet etti ve öldü (ok attığımızı sandık) Ya da bir kurşun sıktık isabet etti öldü (aslında biz öyle sandık) Çünkü kurallar o mantık üzerine kurulu. Biz oyuna başlamadan evvel oyun kurallarında, bunların hepsi bir YASADIR. Oyunun mantığına göre onları yapan X karakterdir değilmi? Peki gerçekten öylemi? Oyunu kim kontrol ediyordu? Siz değilmi, öyleyse onları siz öldürmediniz, fakat yasalar (kurallar) öldürdü. Attığın zaman da sen atmıyordun: Kural öyleydi ve yasalar atıyordu. Ayetlerle bu mantığı birbirine örtüştürerek sıralayalım. Sen bir karakteri yönlendiriyorsun ama karakter senin onu yönlendirdiğini bilmiyor, Allah’da seni yönlendiriyor ama sen bilmiyorsun.
Şimdi biz oyundaki karakter gibi bir düş dünyasında isek bu ne demektir, bizim amacımız görevimiz nedir? Biz ne yapıyoruz?
Bizden istenen tek şey kuralları önceden belirlenmiş oyunun kurallarına kesinlikle uymaktır. Eğer kötülüğe karşı iyi ve sert bir oyunculuk sergileyebilir, oyunun sonuna kadar iyi rol yaparsak, Dünya Versiyon 2′ de iyi bir yer ediniriz. İyi bir oyunculuk iyi bir eğitim ister, iyi bir eğitim ise yeni sahnede sana mühim bir yer edindirir. Ne ekersen elinle o gelir seninle misali..
Şimdi konuyu toparlayacak olursak, biz tıpkı kendimizin bilgisayarda ya da telefonlardaki gibi benzer bir oyunun içindeyiz. Ama bu oyun gerçek! Çünkü canın yanıyor!
Öyleyse neden biz bunu algılayamıyoruz? Bunun tek açıklaması şudur, Bizim algımızı engelleyen şey içinde hapis olduğumuz et bedenlerimiz ve o et bedenlere hitaben programlı görsel dünyadır. İşte matrix budur.
Oyunun içindeki X karakterimiz senin onu nasıl komut ettiğinin farkında değilse, sende seni komut edenin farkında değilsin.
Bu oyunun manası, şeytan diye adlandrılan soyut bir varlığın asla olmadığını, üstelik soyut hiçbir varlığın olamayacağını akletmek, furkan/farkındalık haline tamamen bağlı kalmaktır. Aslında oyun diye nitelediğimiz Dünya hayatı, kısa olduğu için bu tanımı alıyor. Gerçek olan ise, asla bozulmayan, düzen denen yeni hayat anlayışıdır. Bizim ne kabahatimiz var öyleyse? Diyecek olanları duyar gibiyim. Sizin kabahatiniz gerçeği görmemek, gerçeği akletmemek ve görsel şölen içinde kendinizi mutlak madde olarak sanıp arka plandaki hakikate, algı sisteminizi kapatmanızdır. Ne kadar istemeseniz de, kaçsanız da maalesef kaçış yok, Dönüş Evrenin kendisinedir. (Alak S.8)
Gerçek şuki biz buraya seçim yapmak için gelmedik. Biz seçimimizi çoktan yaptık. ‘EVET TANIKYIZ SEN RABBİMİZ olan varlıksın Sen EVRENSİN’ dedik ve ispatlamaya geldik. Hayali Tanrıları bırakın! Allah Evrendir.
*
Rabbin, Adem oğullarının bellerinden soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar: “Ben, Sahibiniz değil miyim?” “Evet, tanıklık ediyoruz,” derler. Böylece diriliş günü, “Biz bundan habersizdik,” diyemezsiniz (Araf 7:172) Biz bunu ispatlamak için buradayız..
Dünya Ahiret, Yaşam Ölüm, Gündüz Gece, Neden Sonuç. ‘Determinizm’
“Erdoğan Metin”
www.kuran19.org