kybele

Not: Okumayı sevmeyen bir milletiz ama sana garanti ediyorum hayretler içerisinde kalacaksın. Hadi biraz tarih biraz matematik biraz mantık fırtınası kopartalım.
Farkı hisset!..

Merhaba arkadaşlar. Üstteki başlıktan anlaşılacağı üzere konumuzun içeriği, Kuranda adına İBLİS denen kişidir.

Önemlidir!

Dinlerde özel adından fazlasıyla bahsedilen, Arapçası ابْل۪يس diye yazılan, Ablys (iblis) diye seslendirilen ve filmlere romanlara hikâyelere masallara konu olan bu karakter, her dinde vardır. Çünkü her dinin temeli Âdem ile başlar.

Peki, İblis adlı varlık gerçekten de şu anda insanların tahayyül ettiği gibi acayip bir varlık mıdır, doğaüstü güçlere mi sahiptir, bu üstünlükle insanlara karşı görünmez bir kalkanı mı vardır?

Üzerine akıl almaz komplo teorileri kurulan iblisten korunmak için, muska yaptıranlar, bilmem kaç kere dualar okuyanlar, korkudan muskalar/cevşenler takanlara kadar. Yetmez diyerek bazı materyalleri evlerinin kapısına, tuvaletine, banyosuna, mutfağına, yatak odasına asanlara kadar…

Ruhunu ele geçirilmesinden korkanlar, onun görünmez ipiyle bağlanmaktan korkanlar, içine girmesinden korkanlar, onu tanımlamak için tasarlanan tuhaf tuhaf resimler, üzerine kurgulanmış filmler diziler neler neler…

Şimdi bu kişilere masallara inanır mısın diye bir soru sorulsa, asla inanmadıklarını söylerler. Ama bakıyorsunuz ki o kimseler işte şu üstteki kişilerdir ve masallar diyarında kaybolmuş orada yaşamaktadır.

Şu bir gerçektir. İnsanların geneli anlam veremediği seçeneklerin ötesini göremez. İşte bu tip kimselerin göremedikleri şeyler üzerine yaptıkları çıkarımlar, kendi temelsiz düşüncelerinde hayat verdiği hayallerdir. Tasavvur ettiği hayaller, onu fiziki alemde masallar diyarında gezdirir dolandırır öyle yaşatır.

Gözle görünmeyen bir varlığa inanmanın manası, masal değil de nedir? Evet İblisin varlığına bende inanıyorum, ama ben onun görünmez bir kılık içinde olduğuna inanmıyorum. Ben onun aynen siz biz gibi etli kemikli olduğunu biliyorum. Bir anne ve babadan doğuyor, hep aynı ismi alıyor, yaşıyor sonra ölüyor, sonra yeniden doğuyor ve aynı isimle yeniden hayat sürüyor ve bunu sürekli yapıyor. Bilirsiniz bu ona Tanrı armağanı.

Bu yazıda size İblisin görünmez bir varlık olmadığını net olarak göstereceğim. Üstelik cinsiyetini de gözler önüne sereceğim. Göreceksiniz ki insanların kendi hayalleriyle yarattığı İblisin, gerçek iblisle isminden başka hiçbir ilişiği yoktur. Ve yine göreceksiniz ki Kuran kitabı aslında fiziki âlemde ne varsa onu anlatan dosdoğru bir kitaptır ve çok hayret vericidir.

Kuran dediğim vakit, üzerine yapılmış olan çevirileri ve mealleri ve de mavcut mushaf kopyalarını kast etmiyorum. Kuran çevirisi diye okuduğunuz meallerin, Kuran kitabının aslına sadık kalmadan çevrilmiş olduğunu biliniz. Hepsi gerçeklerden uzak masallar bütünüdür ve tamamen mitoloji bir anlayış içindedir. Üstelik Kuran orijinal metni sandığımız Mushaflarda orijinal metni yansıtmaz. Sebebi ise orijinal metne daha sonradan eklenen hareke, hemze, şedde, sila, revm, işmam gibi müdahalelerdir. Bu eklemeler, kendisinin Arapça dil ile indirildiğini belirten Kuranın sözcüklerini değiştirerek Farsça ve Sintçe (Hintçe) ye dönüştürmüştür.

Böyle bir müdahale ile mevcut öz Arapça sözcüklerinin üstü kapatılmış ve kendisi için Arapça indirilmiştir diyen Kuranın, okunma anlama sorunu oluşmuş ve mana kaybına uğramıştır. Bu sebeple de Kuran-da birçok sözcük anlam kayması yaşamıştır. Merak edipte mevcut meal ve mushaflara bakan akıllı biri, Kuran içinde Farsça ve Hintçe sözcükler ile dolu olduğunu söylemektedir.

Kuran kitabının saf metninin ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağını söyleyeyim.

Çeviriyi yapan kişi, ne zaman ki meşrebinden, mezheplerden, coğrafyasından ve tüm kültürlerden uzak kalırsa ve yalın dümdüz bir insan olup, üzeri örtülmüş saf metne ne zaman bakarsa, işte böyle bir saflıkla sadece Evrenin sesini duyarsa,  işte o zaman acayip bir Kuran okuyup dinleyeceğiz. Bu gerçekleştiği vakit 74. Sürenin 1 ve 2. ayetlerinin ne anlama geldiği daha iyi anlaşılacaktır.

Lafı uzatmadan, okuduğumuz mealler saf Kuran sözcüklerinden oluşmuyor. Şu an mevcut Kuran musafları da saf Arapçadan oluşmuyor. Kurana ya da meallere bakarak anlam veremeyenler hem haklı, hem de suçlu duruma düşüyor. Haklı yanı, ortada duran şu Mushafların halidir, suçlu yanı gerekli araştırmayı yapmadığı için saldırgan tavrıdır. Ancak gerçek bir şüphe sahibi ve meraklı biri, Evrenin yardımıyla en dibe inecek ve en saf sözcükleri ilk günkü gibi ortaya çıkartacaktır. Ben elimden geleni yapıyorum. Umarım şartlar lehime ilerler ve umarım ömrüm buna yeter.

*

İblisin Dünya tarihinde ki yeri, cinsiyeti ve ismi karşımıza, İblisa, İblis, Sibil, Sibylla, Sibyll, Sibyl, Sibele, Sibela, İsabela, İsabella, İsabel, İsabelle, Cybèle, Kybele, Kibela, Kibele vb isimlemelerle, “Tanrıça Kadın Kybela” olarak çıkmaktadır.

Bu isimlerin hepsinin temeli olan seslenme ifadesi olan ابْل۪يس ablys iken Türkçeye çevirisi ise Sibela’dır. Şimdi Sibela ismini tarihte araştırırsanız karşınıza çıkacak olan kişinin, Tanrıça kadın diye tapınılan Sibelanın ”Kybele” olduğunu göreceksiniz. Bu şahsiyetin, Türk mitlerinde Türk topraklarında yaşam sürdüğü anlatılır. Tarihe baktığımızda açıkça görürsünüz ki bu karakter hem gerçek tarihi bir şahsiyettir, hem bir kadındır, hem de Türk milletinin içinde Türk topraklarında yaşam sürüp hükmetmiştir. Böylelikle ortaya çıkmıştır ki, Adem adlı karakterde ona karşıt olarak Türk topraklarında varlık kavgası göstermiştir. Ademin yaratılmış ilk insan olduğu algısı yanlıştır! Ayetlerde ”hepinizi tek candan” yarattık der. O canın ise TOPRAK olduğunu defalarca belirtir. İnsan Toprağın cansız bir madde olduğunu düşünür! Bu onun en büyük yanılgısıdır. Dünya Evren nazarında tıpkı siz biz gibi akıl sahibidir ve kanlı canlı akıllı bir Evren hücresidir. HEPİNİZİ ifadesi ile toplu yaratmayı açıkça belirtir. Adem ise bu toplu yaratmadan aklı ile sivrilen ”İLK BİLGE” erkektir. Bunu az sonra ayetler ışığında daha iyi anlayacaksınız.  İşte bu ikisinin, Sibela ile Ademin serüveni >insanlığın yönetimi için< verdiği kavga ile başlar. Buda tam olarak tüm Dünya halklarının hikayesinde yer bulmuştur.

Bu bilgiyle ortaya çıkmıştır ki Sibela adlı kadın hem gerçek anlamda bizim gibi fiziki anlamda varlık sürmüş birisidir ve açıkça tarihi bir şahsiyettir. Adem ile giriştikleri seçim yarışında kaybeden Sibeladır ama Ademi farklı bir yöntemle utanç içinde agale etmiştir. Ademin karın ağrısı kendisine YEMİNLE söylenen sözlere karşı inanacak bir yapısı olmasıdır. İşte Türklerinde DİNCİLERE karşı olan karın ağrısı buradan gelir. Ata mirası genetik sorunumuz budur. (buna ademsendromu diyorum) Allah adını anan yemin ederek konuşan herkese karşı bir acizliğimiz var. Dikkat ederseniz Türk devletleri herzaman DİNCİLERİN eliyle yıkılmıştır. Ademde Sibelanın yeminlerine aldanıp utanç içinde çırılçıplak meydanda bırakılmıştır. Tıpkı günümüzde siyasilerin seks kasetlerinin ortaya saçılmasıyla, mevcut bulunduğu pozisyondan ”yönetici vasfından” düşürülmesi gibi. Bu konudaki detaylı bilgi için hemen alttaki linke bakın. Sibelanın sinsilikleriyle bazı açık emirleri umursamayarak tuzağa düşen Ademe ve eşine ”inin oradan aşağıya” denen o CENNET adlı yurt, Türk topraklarındaki ”YÖNETİCİLİK VASFIDIR” ve Cennetteki hakimiyetini kaybetmesi ise yönetim hakkının elinden alınmasıdır. Çünkü tabiri caizse argodaki tabirle artık kaset patlamıştır. Cennetten kovulması yönetimden düşürülmesidir. Hani sadece Türkiye için belirlenmiş  tarihi bi söz vardır ve bu Türk istiklal marşına da dahil edilmiştir. >Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda< cümlesi de öylesine değildir. Adem hatalıdır ama o yinede ADEMDİR. İşte! Tarih Türklerle başlar sözü bizi ”NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözüne böylece getirir ve Adem gibi muhtaç duruma düştüğünde ise, ”Muhtaç olduğun Kudret damarlarındaki ASİL kanda mevcuttur” sözüyle tamamlanır. Büyük adamların söyledikleri sözler kulağa hoş gelir ama bu sözler sadece kulağa hoş gelsin motive etsin diye gelişi güzel söylenmemiştir. Büyük adamların söyledikleri sözler kendi öz dimağlarından çıkar. Genetik yazımlarında olanı doğal olarak söylerler. Bakınız şu sözün derinliğine! ”Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.” 

Link: https://www.kuran19.org/2021/07/yasak-agac/

Kimliğini/cinsiyetini belirlediğimiz Kybela hakkında az sonra vereceğim ürkütücü bilgiler, bu kadının da diğer herkes gibi canlı kanlı biri olup yaşam sürüp öldüğüdür Fakat bir farkı vardır! O ölür ama yeniden doğar ve yeniden Sibela ismini alır 77 sene yaşar ve sonra yine ölür ve sonra yeniden doğar. BU durum ona kıyamete kadar bahş edilmiş dünya yaşamıdır.

Not: Mitolojide farklı isimleri vardır. Bunun sebebi, kendisine hayran olunmasından ötürü en güzel isimlerin ona atfedilmek suretiyle, övgüler eşliğinde yakıştırmaktan ileri gelmektedir.

Sibela Kuran kitabında bir olayın sözel anlatısı iken, aktif yaşamda ise somut gerçek bir karakterdir. Geçmişten buyana her toplumda varlığına inanılan bu kişi, tarihte bir dünya kültü olmasının yanında, tüm inanışlarda yadsınamaz bir dogmadır.

Bu olay ne zaman ve nasıl gerçekleşti?

Her şey tam olarak adı Âdem olan bir erkeğin 81506846 (seksen bir milyon beş yüz altın bin sekiz yüz kırk altı) sene evvel Dünya sahnesine, en bilge ve saygıya layık kişi olarak girmesiyle başladı. Sibela ise, tüm yaratılmışlar içinde en bilge olan kişiye saygı göstermeyi ret etmesiyle tanındı. Mesele böyle başladı. Dikkat ettiyseniz Âdem için kullandığım ifade, tüm yaratılmışların en bilgesi ifadesidir. Tarihini belirttiğim 81506846 zaman ifadesinin açıklamasını yapacağım. Yalnız önce olan biteni anlamalı…

Olan bitenin temeli olan bu konu hakkında Bakara süresinin şu ayetlerini referans alalım.

*

30- Bir zamanlar Allah&Evren Meleklere&Uzaylılara demişti ki; ”Ben Yeryüzünde peşi sıra hâkimiyet kuracak bir yetkili yaptım” Onlar; ”Orada düzeni bozup kan akıtacak birisini mi yetkilendirdin? Oysa biz Seni övgüyle yüceltiyoruz ve Seni kutsuyoruz” dediler. O ise; ”Ben sizin öğreneme diğinizi biliyorum” dedi.

31- Ve Âdeme her şeyin aslını gökleri dinleterek öğretti. Sonra Meleklere&Uzaylılara dedi ki; ”Hadi Bana bunları doğru düzgün tanımlayın”

32- Onlar: ”Yüceler yücesi, biz Senin bize ne demek istediğini kavrayamıyoruz, Sen her şeyi hakkıyla biliyorsun” dediler.

33- Dedi ki: ”Âdem, onlara her şeyi adlarıyla tanımla. Onlara her şeyi adlarıyla tanımlayınca” dedi ki: Ben, göklerin ve yerin gizemlerini sizin anlamadığınızı, sizlerin de neyi bilip neyi bilmediğinizi söylemedim mi?”

34- Ve işte o zaman Meleklere&Uzaylılara; ”Âdeme saygı gösterip itaat edeceksiniz!” dedik. Hemen itaat edip saygılarını belirttiler. Yalnız Sibel’a kabul etmeyip kibirlendi, emire karşı geldi.

*

Gördüğünüz gibi Âdem burada, öğrendiği her şeyi anlatmak üzere göklerdeki krallıklarla bir konferansa katılıyor. Bu ayetler bunun delilidir. Âdem kendisini ispatladıktan sonra ortalık karıştı. Sebebi ise, Sibela’nın hiçte hoşuna gitmeyecek olan bir emrin gelmesiydi.

Emir şuydu: ‘Bilgeliğinden ötürü Âdeme saygınızı belirtip itaat edin Emri geldiği anda, herkes büyüklük taslamadan kabul ederken, Sibela bu emri dürtüsel bir tepkiye karşılamış ve bu emrin mahiyetini erkeğin hegemonyasına girmek olduğu manasında yorumlayıp karşı çıkmıştır.

Cinsiyetçi değilim ama bir gerçek vardır! Bu gerçeği içinde bulunduğumuz hayattan aldığımız izlenimlerde görürüz. Kadınların dikkat sorunu vardır. Sibela’nın düştüğü hatanın sebebi tam olarak budur. Sibela >Evrenin emri yadsınamaz gerçeğini< doğru düzgün analiz edememiştir.  O bu emri aldığında, 1- Emrin Yaratıcıdan geldiğini umursamamıştır. 2- Emirin neye istinaden verildiğini de anlamamıştır. 3- Bilgelik hususunda tüm Evren sakinleri Âdemin bilgeliğini saygıyla karşılayıp itaat etmiştir. Fakat Sibela bunların hiçbirini analiz edememiştir. Sağlıklı analiz gücü olsaydı bunu yapmazdı. Dürtüleriyle hareket etti ve sonuçları böyle oldu.

Açık SESLİ emire karşı fütursuzca ret cevabı vermesindeki düşüncesi, kendisinden sonra yaratılan karşı cinsi olan adamı kendisine rakip gibi algılamasıdır. Oysa Evren, Âdemin cinsiyetine değil, sergilemiş olduğu BİLGELİĞİ karşısında Âdeme saygı gösterin demiştir. Sibela bu durumu bilgelikle değil cinsiyetle bağdaştırmıştır. Bu sebeple Ateş ve Toprak örneği vererek tüm manayı yanlış teşhis etmiştir. Yine de kendisine yargısız infaz yapılmamış, savunmasını yapması için nezaket gösterilmiştir. Ama o, ısrarla hatasının farkına varmamış, özür dilememiştir. Kibir yaparak, ayette dediği gibi, ‘büyüklük’ taslamış durumu daha da işin içinden çıkılmaz hale getirmiştir. İşte işin temelinde yatan gerçekler bunlardır.

Hülasa kelam şu an içinde olduğumuz kedi köpek, su ateş, narin kaba, meselesinin başlangıç hikâyesi budur. Güzel bir söz vardır. ‘Kadının fendi erkeği yendi’ bu söz yeni bir söz değildir. Bu sözün tarihi teeee Adamla Kadının az evvel anlattığım ilk karşılaşması olan tarihe kadar gitmektedir. Nihayetinde öylede olmuştur. Sibela’nın fendi Âdemi yenmiştir. Onu aklıyla egale edemeyen Sibela, ayartarak tuzağa düşürmüştür. Âdemde burada Evrenin kesin uyarısına, >bu sana açıkça düşman olmuştrur, ona yalaşma< emrine rağmen, Sibela’nın cazibesi ve bir takım süslü sözlerinin etkisine kapılıp kesin emri çiğnemiştir. İkisi de Evrenin kesin emrine karşı hata yapmış olduğu halde, affedilen Âdem olmuştur. Bunun sebebi Evrenin Âdemi kayırması değildir. Âdemin hatasını kabul etmesi ve özür dilemesidir.

Peki, şeytan nedir? Sibela isminin bir sıfatı olan şeytan (sahtekar) sözcüğünün tarihi ise yine Sibelaya gitmektedir. Bu sıfatı almasına sebep olan şey, gizli planlar kurmuş olması ve o planları gerçekleştirmiş olmasından ötürüdür. Allah’ın açık emrine karşı kurduğu sinsi planını gerçekleştirmiş olmasından ötürü aldığı sıfattır. En güzel isimler Allah’ın iken en çirkin ve aşağılık tanımlamalar onun olmuştur. Şeytan demek sahtekâr demektir. Âdeme olan düşmanlığını dost yüzüyle yaklaşıp sahtekârca gerçekleştirmiştir. Böyle bir davranışı sergileyerek açık emirleri çiğnemiş olduğundan, onurlu bir varlığın asla kabul etmeyeceği en aşağılık tanımı almıştır. Sibela Şeytan/Sahtekar sıfatını böyle almıştır. Böyle kompleksli aşağılık birine Tanrısal bir sıfat vermek, ya da Tanrısal bir sıfatı böyle aşağılık birinde görebilmek en hafif tabiriyle gerçek bir cahildir. Ne tarihten, ne insanlığın temelindeki şu hadiseden, ne ayetlerden nede ayetlerin ne dediğin bir haberdir.

Arapça şayṭān ~ İbranice şāṭān (satan/satanist) düşman, düşmanlık eden, hile yapan, dürüst olmayan, sahtekar, basit, korkak, mert olmayan anlamlarına gelir. Sibela o kadının adıyken şeytan sözü ise sıfatıdır. Bu ifadeler, kadınlar bir iblistir şeytandır saçmalığı değildir. Bu anlattıklarım değerli kadınlarla bir ilgisi yoktur. Tabi şu var. Kim onun hayat prensibini beğenip peşinden gidiyorsa onlarda Sibelaya eşittir. Bu isterse bir erkek olsun aynı yolun yolcusudur. Mesela sahtekârca tuzak kuran birine adam değilsin denir. Adam sıfatı taşımayan her adam zaten erkek değildir. Şayet bir erkekte öyle sahtekarca tuzak kurarsa, kendinden önceki ilk örnek Sibela olduğundan, oda tıpkı Sibela gibi bir hain olmuş şeytanlaşmış demektir. İşte öyle bir erkekte Allahın değil Sibelanın taraftarı olmuş olur. Bu hususta güzel birde söz vardır. Allah düşmanında mert olanını versin denir.

Diğer kadınların Sibela ile tek benzerliği hepsinin CİNNE yani DİŞİL olmasıdır. Bu sebeple ayette Adamın karşısındaki rakip olarak çıkan Sibela için, ‘O cinlerdendi’ der. Ve sadece o karakter büyük iddiasından ötürü kıyamete kadar yaşam ile mükâfatlıdır. O herkes gibi doğar ve aynı ismi alır 77 yaşında ölür ve yeniden doğar. Bu onun için kıyamete kadar yaşanacak bir tekrardır. Allah&Evren verdiği sözü tutar! Ona teorisini ispatlaması için yaşam bahşetmişti. Şimdi bunu göstermek üzere yeni bilgiye geçelim.

Bu yazıya atmış olduğum başlık, BEN BİR İBLİS GÖRDÜM demekten kasıt 1- İblisin soyut bir varlık olmadığını göstermek, 2- İblisin tarihteki ilk şahsiyetini göstermek, 3- Adının Sibela olduğunu açıklamak, 4- Bu kişinin yaşayan, ölen ve yeniden doğan, üstelik aynı isimle hayat süren bir karakter olduğunu göstermekti. Bu sürekli gerçekleşen bir vakıadır. İspatlayacağım!

Onun kim olduğunu hem Kuran ayetlerinin sayılarıyla hem Tarihi sayılarla birbirine denklemleyip göstereceğim.

O kişi, 2013 senesinde ölen psişik medyum ”Sylvia” adlı kadındır. Bedeninden ayrılalı 8 sene olmuş olsa da şu anda yeni bedeninde 7 belki 8 yaşlarındadır. Soy adını buraya almayacağım, yalnız bir internet tarayıcısına şöyle yazarak >pisişik medyum Sylvia< diye aratırsanız bu anlattıklarımın bir gerçek olduğunu göreceksiniz.

Bu bilgileri kaleme alarak nasıl bir sorumluk aldığımın farkındayım. Bu bir iftiraya gidebilir diye düşünebilirsiniz. Ben ispatlayamayacağım bir bilgiyi sunmuyorum. İster inanırsınız ister inanmazsınız bu sizin takdiriniz. İnanırsanız artık İblisi görmüş olursunuz ve soyut bir varlık olmadığını bilirsiniz. Böylelikle onun takipçisi olup olmadığınızı ya da kimin olup kimin olmadığını teşhis edebilirsiniz. En azından neyle karşı karşıya olduğunuzu bilirsiniz. Yok inanmazsanız masallarınız la yaşamaya devam edersiniz.  Tabi ki cehalet mutluluktur.

1-”Sylvia” bir psişik medyumdur. Varlığının amacını gelecekten ve geçmişten bilgiler veren biri olarak devam ettirmiştir ve ettirecektir de. Bunu teyit etmek için hayatına bakabilir ve görebilirsiniz. Bu gerçek ayette ise aynen şöyle geçer. ‘Bana onların yeniden diriltileceği güne kadar yaşam ver’ vb sözlerden sonra aldığı cevap, >Sen bir teorisyen mi oldun< (ayetin bu tercümesini standart meallerde bulamazsınız) cevabıdır. Burada açıkça görülüyor ki, Sibela gelecek üzerine teori yapmış. Size ilginç bir bilgi vereyim. Sylvia 15 sene önce kehanetler adlı bir kitap yazmıştır. Ve sayabildiğim kadarıyla 51 kitabı vardır ve tamamı aynı anlayış üzerine bina edilmiştir. Ömrü psişik medyum olarak geçirmiştir.

Ona söylenen söz >Sen teorisyenlerden birimi oldun< İfadesidir. Bu söylem, üstteki Sylvia’nın da hayat karakteristiğidir! Yaptığı şey, transa girmek suretiyle teoriler üretmektir. Yani psişik medyumluk yapan biridir.

Bu kadın gerçek anlamda bir kâhin değildir fakat insanların geneli aptaldır. Onun ortaya koyduğunu söylediği her bilgi, Evren tarafından hususi verilmektedir. Bunun da sebebi Evrenin teee en baştaki verdiği şu söz, ‘Sen ve sana uyanları toplayıp ateşe atacağım‘ sözüdür. Bunun gerçekleşmesi için, bilgilerin kim tarafından verildiği akledilmeli. Ona verilen bu gaybi bilgilerin asıl kaynağının nereden ve nasıl, hangi sebebe binaen veriliyor manasını kavrayamayanlar, bu kadına tanrısaldır gözüyle bakıp, mevcut hayat bilgisini bu kadında ve türevlerinde aradılar. Kendisine ilahilikten paye veren herkese geçmişler olsun. Geçmişten bugüne ve kıyamete kadar sürecek bu paradoksu fark etmeyen herkese de geçmiş olsun.

Şayet bir gün anlam veremediğiniz böyle kafa karıştırıcı biriyle karşılaşırsanız, yani acayip olduğunu gördüğünüz bir kişi ya da olayla karşılaşırsanız o şeyin o anda sizin için bir sınav sorusu olduğunu aklınıza getiriniz. Unutmayınız yeryüzünde hiçbir şey doğaüstü değildir sadece o anda anlam veremediğimiz seçenekler vardır. Ne büyü diye bir şey vardır ne de büyücü diye kimse yoktur.

*

Psişik medyum ve yazar olan ”Sylvia”

Doğum tarihi ve yeri: 19 Ekim 1936, Abd.

Ölüm tarihi ve yeri: 20 Kasım 2013, Abd

Sylvia ölüm yaşı: 77 yaş, Abd

*

Kimlik ismi olan Sylvia ifadesinde, psişik medyum oluşunda, doğum tarihinde, ölüm tarihinde ve ölüm yaşında çok önemli bilgiler vardır. Üstteki resmi kayıtta geçmişteki Sibela ile iki denklemi vardır.  1-Adı 2- Medyum oluşu.

İsminin ve hayat karakteristiğini yeterli ve ispatlı biçimde gördük. Şimdi iddia ettiğimiz sözleri, sayılarla ispatlamak gerekir. O zaman bu yazı belge niteliği taşıyacaktır.

Onun üzerinde 19 vardır ayeti uyarınca, Doğum ve Ölüm tarihlerini ve ölüm yaşı olan 77 sayısını, ayetler ışığında göstermek ve bu suretle belgelemek şarttır. Aksi takdir de işte o zaman bu bir iftira sayılır.  Sylvia’nın adı, hayatı, doğum tarihi ve ölüm tarihi ve de ölüm yaşı bize önemli işaretler verir.

Sylvia Doğum: >19< 10 >19< 36 daha ilk bakışta GÜN ve YY olarak görünen net iki adet 19 sayısı vardır. Üçüncüsü ise, Ay (10) ve Sene (36) sayısından elde edilen 10+3+6=19 sayısıdır. Dikkat ediniz! Sadece doğum tarihi üzerinde ilk bakışta 3 adet 19 sayısı vardır.

Sylvia Ölüm: 20112013 // Ölüm tarihi ise akıl almaz bir nitelikte! 20112013 / 19 = 1058527 kusursuz net 19 un katıdır. Ölüm tarihinde 19 un 1058527 katı vardır. Acaba bu onun terk ettiği beden sayısının ömür süresi mi? Yukarıda her şeyin başlangıç senesi olarak belirttiğim 81506846 sayısının temelinde bu hesap vardır. Bunu net olarak göstereceğim okumaya devam edin…

Ölüm tarihindeki 19 sayısı Astronomik tanımlamasını hak ediyor gibi görünüyor.

Buna ek, doğum ve ölüm tarihi tek hane toplanıp çıkan sonucun 19 ile etkileşimine bakılırsa;

Sylvia’nın doğum ve ölüm tarihinde 4 adet 19 vardır. Ölüm tarihinde bir 19 daha bulabiliriz. 2+11+2+0+1+3=19 dur. Bununla birlikte 4×19=76 dır.

Doğum ve ölüm tarihleri tek hane toplandığında ise,

1+9+1+0+1+9+3+6+2+0+1+1+2+0+1+3=40 40×19=760 19x dır ve sayılarla olan 19 lu etkileşimler bilgiyi teyit etmektedir. Dikkat ederseniz tek hane toplamı Ne 39 dur Ne 41 dir. Sonuç 40 tır ve 19 çarpımından elde edilen sonuçta yine 19 un katıdır. Belli ki bu kadın Evren tarafından ifşa edilmek suretiyle işaretlidir. Sibela Âdemin bilgeliği karşısında Emir verildiği vakit te orada bulunan 4. kişidir. 1 Evren 2 Melekler 3 Âdem 4 Sibela dır. Varlık aleminde sıralamasında 4 sayısının aynı zamanda üsteki 4 sayısından ortaya çıkan 19 bir denklemdir.

Tanrımız olan Evren, hayatı ve her şeyi bu tür ölçülerle belli bir kombinasyon ile tertipleyip hesaplamıştır. İşte şu anda okuduğunuz bu denklem ile hayat ve kitap karşılaştırmalarından ortaya çıkan ve çıkacak olan sonuçlar, bunun bir ispatıdır. Bir üstteki sonucu 40 ya da 4 ü temsil eden sayıyı az sonra ayetlerde de bulacaksınız.

Görseldeki Sylvia 19 ile işareti iken, Kurandaki Sibelada ayetlerde 19 sayısı ile işaretlidir.

İBLİS ismi Kuranda 8 Sürede ve 11 ayette geçer. 8+11=19 dur. Bu sıralama bile ilk bakışta 19 ile tanımlanmıştır. Süre ve ayetler alttadır.

(2:34) (7:11) (15:31) (15:32) (17:61) (18:50) (20:116) (26:95) (34:20) (38:74) (38:75) ayetleridir. Dilerseniz Kurandan bakıp teyit ediniz.

Tüm Süre ayet noların adedi tam 40 etkin birimdir.

2+3+4+7+1+1+1+5+3+1+1+5+3+2+1+7+6+1+1+8+5+0+2+0+1+1+6+2+6+9+5+3+4+2+0+3+8+7+4+3+8+7+5 burada tam olarak 43 birim vardır. Etkisiz 0 elemanları dışarı attığımızda kalan adet birim 40 tır. Sylvia-nın tek hane toplamından elde ettiğimiz gibi 40 ile çarpın ister doğum ve ölüm tarihlerinden elde edilen 4 ile çarpın. Böylelikle bu çalışmadan ortaya çıkan intiba, az evvel her şeyin sayılarla dizayn edilmiştir açıklamasını doğrular ve 40×19=760 ortak sonucunu sağlayıp denklemini gösterir. Ya da 4×19=76 dır.

Süre ve ayetler toplaması:

2+34+7+11+15+31+15+32+17+61+18+50+20+116+26+95+34+20+38+74+38+75=829 yani 8+2+9=19 dur. Görsel hayatta 19 ile işaretli olan Sibela Kitapta da 19 ile işaretlidir.

Doğum ve ölüm tarihlerinden elde sayının toplamına 40 demiştik. Buna ömür sürdüğü 77 yaşı eklersek, sonuç 40+77=117 dir. Şimdi ayet ve süre hesabından çıkan ve toplamı 19 sayısını veren 829 sonucunu da buna eklersek sonuç yine 19 sayısını verir. 117+829=946 _ 9+4+6=19 Onun hayatını biçimlendiren sayılar ayetler ile örüntülüdür.

Sylvia ölüm yaşı: 77 yaştır.

Şimdi Ölüm yaşı olan 77 sayısının açıklamasını izah edeceğim.

Sylvia ölüm yaşı: 77 yaş. Doğum ve Ölüm tarihleri bize kim olduğunu net olarak gösterirken, 7ve7 sayısı ise bunu resmen pullayıp damgala maktadır.

Altta göreceğiniz hesaplama, yukarıda Sylvia adına bahsi geçen Süre ve Ayet nolarından sadece süre nolarının toplamıdır.

2+7+1+5+1+5+1+7+1+8+2+0+2+6+3+4+3+8+3+8=77

Şimdi göreceğiniz hesaplama ise, bahsi geçen Süre ve Ayet nolarının sadece ayet nolarının toplamıdır.

3+4+1+1+3+1+3+2+6+1+5+0+1+1+6+9+5+2+0+7+4+7+5=77

Görünen o ki Kurandaki teorisyen Sibela ile aktif yaşamdaki teorisyen Sylvia’nın Adları, hayata bakış açıları, doğum ve ölüm tarihi, ölüm yaşı, Kuran kitabında hakkında vuku bulmuş ayetlerle tam bir örüntü ile DENKLEM içindedir. 74.süresinin 30.ayetinde Üzerinde 19 vardır, ifadesine tam olarak uymaktadır. Üzerinde 19 vardır.

İşte Sylvia’nın ölüm yaşında duran 7&7 sayısı, Doğum tarihi ve ölüm tarihinin ayetlerle olan etkileşimi ve 19 sayısıyla olan denklemleri, Kuranda kendisini böyle ifşa etmektedir. Bu kadının hayata bakış açısı olan pisişik medyumluğu, adının Sibela olması, doğum tarihindeki 19 lar ve ölüm tarihindeki 19 lar, ölüm yaşının 77 olması da dahil her şeyi ayetlerle ortaya çıkmıştır. Sylvia Adlı bu kadın işte o Sibela adlı kadındır. Bu arada tarihe bir bilgi daha bırakalım. Yeniden doğmuş olup ve bedenlenen ve şu aralar 7 belki 8 yaşlarında olan, vakti geldiğinde ölüp yeniden doğacak olan her türevini yine aynı sayılarla teşhis edeceksiniz.

Doğum ve ölüm tarihi yine 19 lu olacak, ölüm yaşı da yine 77 yaş olacak ve yine Sibela isminin bir türevini alıp yeniden ölecek ve yeniden aynı şeyleri yaşayacak.

Bunu ispatlayabilirim demiştim. Söz verdiğim gibi her şeyi hem sözel hem de sayısal olarak Kuran kitabı destekli bir bütün olarak ortaya koydum.

*

Sad/S:79: İblis dedi ki: ‘Ey yaratıcım! Öyleyse onların diriltilecekleri güne kadar bana süre tanı’

Sad/S.80 ve 81: ‘Tamam, sen malûm vaktin gününe kadar gerçekten mühlet verilenlerdensin!’ buyurdu.

Sad/S,82: Dedi ki: Onların hepsini şaşırtıp saptıracağım.

Sad/S,83: Yalnız Senin özel kulların hariç. <- Peki sizler bu özellerden misiniz?

*

Not: Şimdi size her şeyin başlangıç tarihi dediğim 81506846 senelik geçmiş zamanın hesabını göstereğim. Bilindiği ya da inanıldığı ve yahut Kitaplarda anlatıldığı üzere İblis/Sibel, İnsanlık tarihinin ilk başlangıç zaman zarfından teee kıyamete kadar sürecek bir özgürlük ve aktif yaşam isteğinde bulunmuştur. Acaba bu zaman zarfı ne kadar uzun olabilir? Öyle ya! Bu zaman zarfı insanlık tarih kadar eski olabilmeli…

YADA ! İnsanlık tarihinin ne kadar eskiye dayandığı şimdi bu yazıyla tam olarak ortaya çıkmakta,

Sylvianın ölüm tarihinden elde edilen 1058527 sayısı 77 ile çarpılırsa, (77 mevcut her bedeninin yaşam süresidir) 1058527×77 = 81506579  bu sonuç bu günün tarihi ile sürdüğü ömrün astronomik ömrüdür. Bundan öncesi de olduğu ayetlerle sabittir. O zaten var iken Âdem sahneye çıkmıştır. Şimdi yapacağım hesap 1- 2280 senesinin doğruluğunun hesabıdır. 2- Âdem babamızın Dünya sahnesine çıkış zamanıdır. 3- Sylvianın kıyamete kadar yaşayacağı bilinen Dünya ömür süresidir.

2280 sayısının üzerinden yapılacak açıklama bilenler içindir. Bilmeyenler için sitede 2280 adlı bir paylaşım vardır.

Kıyamet2280 – 2013SylviaÖlüm=267 _ Üstte Sylvianın 77 çarpımından elde ettiğimiz sonuca 267 sayısını ekleyelim, 81506579+267=81506846 _ Elde ettiğimiz bu sonucun 19 ile sağlamasını yapalım. 8+1+5+0+6+8+4+6=38 2×19 doğruluğunu 19 ile ekstra teyit edelim! 81506846/19=4289834 kusursuz! Birde bunun sağlamasını yapalım 4+2+8+9+8+3+4=38 yine 2×19 müthiş!

Kıyamet zaman tarihi daha önce ‘Dr. Reşat Khalifa’ üzerinden 2280 senesi olarak ilan edilmişti. Benim bu çalışmam ile hem Rşhad desteklenip doğruluğu teyit edilmiş oldu, hem de 2280 senesi farklı bir açıdan tekrar gösterilip yeniden ilan edilmiş oldu. Ali İmran 81 deki diyaloğa sadık kalmamı sağlayan Evrene şükürler olsun.

Not: 2280 senesinin Nasa, Abd, Çin ve bazı ultra zenginlerden Elan Musk, Jeff Bezos ve bazı bilim adamları tarafından da bilindiğini düşünüyorum. Onların gökyüzü olaylarını mevcut gerçeklik üzerine kurgulamış olunan yapay zeka ile Simülasyonları oluşturulup, geleceğe dair hangi gök olaylarının Dünyaya zarar vereceğini hesaplayabildiklerini düşünüyorum. Bunu insanlıktan saklamalarını da normal karşılıyorum. Uzayda son sürat yaşam arayışının arka planında ise, bu gerçeğin olduğuna inanıyorum.

Bu çalışma ile ortaya çıkartılan bilgiler. 1- İblisin adı Sibeladır ve bir kadındır. 2- İblis soyut değildir somuttur. 3- İblisin kıyamete kadar sürecek olan yaşam verildi sözünün doğruluğu gösterilmiştir. 4- Âdem babamızın Dünya sahnesine çıkmış olduğu zaman dilimi bulunmuştur. 5-2280 senesinin doğruluğu teyit edilip Rshad desteklenmiştir. 6-Kuran kitabının gerçek olduğu, Evren tarafından dizayn edilip insanlığa verildiği yeniden ortaya konmuştur.

Fussilet/S, 53- Biz ayetlerimizi hem görünürde hem kendi benliklerinde herkese göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz o Kuran’ın gerçek olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Yaratıcınızın tanık olması yetmez mi?

Hayat asla sahnelemeyecek gösterinin sonsuz tekrarından ibarettir. Simalar değişir sahne aynıdır.

Kuran kitabı, içinde bizlerinde rol aldığı hayat/yaşam adlı performansın, yazılı metnidir. Kuran Kitabının sözleri, Evrenin görselliğinde belirir. Senaryoya bak sahneyi izle.

Hiçbir şey ama hiç birşey gözle görünmez soyut bir formda değildir. Tanrının varlığı dahi gözler önündedir. BU ANLAMDA GÖREMEMEK GÖZÜMÜZÜN DEĞİL AKLIMIZIN SORUNUDUR! 

Daha önce hiç iblis görmediyseniz artık görmüş oldunuz. Hepinize başarılar dilerim.

‘Erdoğan Metin’