Atalarınızla sohbet etmeye hazır mısınız?
Biz elçileri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdik. İnkarcılar, gerçek olanı sahtesiyle ortadan kaldırmak için gayret ediyor. İşaret ve mucizelerimi alaya aldılar.
Konumuz, kıyametten önce “Dünyada” yeniden dirilmek.
Bilindiği üzere “yeniden dirilme” bir çok din anlayışında inanç esasıdır. Diriltilme yeni bir zamanda yeni bir hayatın olacağına kesin güvenilen bir ertesi hayat anlayışıdır.
Peki henüz bu hayattayken ve henüz ertesi hayat gelmeden önce, ölen kimselerin yeniden diriltimesi mümkün müdür? Mesela dünyaca ünlü bilim adamı Einstein yeniden diriltilebilir mi?
Ya cesedi korunmuş herhangi bir devlet adamı? Ya da mumyalanmış Firavun ailesinden herhangi bir ceset?
Ne dersiniz? Acaba insanlar ilk halindeki gibi aynı zihinle hayata döndürülebilir mi?
Birgün karşında ölen dedenizi görseydiniz tepkiniz ne olurdu? ”hayal mi görüyorum yoksa bu çarpıcı bir hile” der miydiniz?
Ne dersiniz bu iddianın olabilirliği var mıdır?…
Sizlere evet bu mümkündür desek!
“KLONOİDLER”
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, onların delilleri: “Eğer doğru sözlüler iseniz, haydi Atalarımızı getirin” demekten başkası değildir.
Bu ayeti aklınızda tutunuz!
(1)
…İbrahim ile Allah konusunda tartışmaya giren kişiyi görmedin mi? Hani İbrahim: “Benim Yaratanım diriltir ve öldürür” demişti. O kişi ise: “Bende öldürür ve diriltirim” demişti. İbrahim şöyle dedi: “Şüphe yok, Allah Güneş’i doğudan getirir, sen onu batıdan getirebilirmisin” deyince, o inkarcı ööylece afallayıp kalmıştı.
Dikkat ediniz! Ayette ne Allah ne de İbrahim o kişinin, (bende ölüleri diriltirim) sözüne bir itirazda bulunmamıştır. Aksine konunun önü açık bırakılmış ve akıl sahiplerinin anlaması için olduğu gibi aktarılmıştır.
Kişiyi diriltebilmek Allah ile aynı güce sahip olabilmek anlamı taşımaz! Ayetlerde de göreceksiniz ki ölen birisinin tekrar diriltilmesine dair amaçlanan şey, Allah’ın belirlediği bir zamanda, vaat ettiği şeyin hakikat olacağının spoileri veriliyor.
Bir şeyin oluşması için gerekli formülü sadece Allah belirlemiştir. Allah her şeyin arkasındaki görünmez eldir o bizzat her şeyin sağlayıcısıdır.
Bende diriltirim sözünün arkasındaki gerçek güç, sahibin kim olduğunun gösterilmesi adına, Allah güneşi doğudan çıkarıyor hadi sende batıdan çıkartsana, sözcüğünde belirlidir. O kişi gerçek kuvvetin Allah olduğu hakikatiyle yüzleşmiş ve afallayıp kalmıştır.
(2)
Hani bir kişiyi öldürmüş ve suçu birbirinize atmıştınız. Oysa Allah gizlediklerinizi açığa çıkaracaktır. Bu sebeple: “Ona (ölüye) bir parçasını yamayın” demiştik. Böylece, Allah ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir; ki akıllanasınız. (Bakara Suresi, 73)
Bu ayette ölüye, kesilen hayvanın bir parçasının yamanması, genetik kopyalamanın habercisidir. Arapçasında “Vurun” cümlesi bir şeyi bir şeyin üzerine yamalamak manasına gelir. Bu günkü bilgimizle anlıyoruz ki genetik kopyalama mümkündür. Ayet bize bunun gerçek bir hadise olduğunun haberini vererek, Allah ölüleri diriltir ve Allah size ayetlerini gösterir, demiştir.
Klonlama tekniği ne demektir? Klonlama, temel olarak, herhangi bir şeyin aynısının kopyalanması anlamına gelmektedir. Klon ise; tek bir bireyden eşeysiz üreme yoluyla üretilmiş, genetik yapısı birbirinin tıpatıp aynı olan canlı topluluğuna karşılık gelen bir biyoloji terimidir ve kısaca “cl.” simgesiyle gösterilir.
(3)
“Gerçek şu, ben size Sahibinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur ve içine üflerim, o da Allah’ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah’ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. (Ali İmran S.49)
Ayetin anlatım sonunda diriltirim vurgusunda kesin bir ifade vardır okuyucunun dikkatini çeker.
İsa üzerinden anlatılan bu bilgiler zincirinde ÖLÜYÜ DİRİLTİRİM bildirisi, İbrahim tartışmasındaki ÖLÜYÜ DİRİLTİRİM, bilgilendirmesi ile aynı ifadedir.
Hz. İsanın Bakara S. 87 ayetinde ölüleri nasıl dirilttiğinin sırrı verilmektedir. O ayet: Ve Andolsun Musa’ya o kitabı verdik ve arkasından birtakım elçiler ile de teyit ettik. Meryem oğlu İsa’ya ise apaçık mucizeler verdik. Üstelik onu dna’ ya yaşam veren kutsal nefes ile destekledik. Siz, arzularınıza göre hareket etmeyen her Elçiye kafa mı tutacaksınız? Onurunuza dokunduğu için onların bir kısmına yalancı diyecek bir kısmını da katledeceksiniz öyle mi?
Arapçasında وايدناه بروح القدس olarak geçen fonetik olarak ‘vaydnâhu birûh alguds’ olarak seslendirilen sözcükler, dikkatli bakıldığında şaşırtıcıdır. Sözcükler hece hece incelendiğinde “ey-dna-hu” ifadesini seslendirdiği görülmektedir. “DNA” ya nüfuz eden seslenme anlamına gelen bu anlatımın, Hz. İsa’nın ölüleri diriltme esnasında söylendiğini görüyoruz.
Evet, biz modern insana göre dna sözcüğü MS 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Oysa bu söz ilkin Kur’an’da seslendirilmiştir. Üstelik Hz. Muhammed’ ten çok önceleri yaşayan Hz. İsa zamanında, “İsa’nın ölüleri diriltmesi” mucizesinde geçer. Bakara Suresi 87 ayeti tıp bilimi ile ele alınması gereken İlahi bir öğreti içeriyor! 19 hertz ya da katlarının, örnek 38, 57, 76 vb. ses frekansı ile DNA’ya müdahale edilebileceğinin sırrı bu ayette veriliyor olabilir.
Anlaşılan bunun bir formülü var. Bu formüle ulaşılması durumunda ölen birinin tekrar hayata döndürüleceği anlaşılmaktadır. Bu diriltilme olayının kolaylığı ayette doğuştan kör olanı iyileştirme, alaca rahatsızlığı gibi sorunların halledilmesinde ki kadar aynı kolaylıkla ifade edilmiştir. Öyleyse bir ölünün diriltilmesi diğer sayılan sorunlar kadar kolay bir şeydir. Allaha göre zor olan bir şey mi var?
(4)
Kâfirler, “Allah ölen kimseyi diriltemez.” diye en kuvvetli yeminleriyle Allah adına yemin ettiler. Hayır, ölüleri diriltmek, Allah’ın kendisine karşı bir vaadidir. Ancak insanların çoğu bunu anlayamaz. Allah ölüleri diriltecek ki, o kâfirler, hakkında ihtilaf ettikleri şeyle karşı karşıya kalsın. Ve böylece inkâr edenler kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler. Nahl S.38-39
Nahl Süresinin bu iki ayet kıyametten önceki bir diriltilme hakkında harika bir içeriğe sahiptir. Gerçeği inkar edenlerin inkar ettikleri şey ile, nasılda yüzleştirileceğini, sonrasında birer yalancı durumuna düşürüleceği anlatılmaktadır.
Enteresan bilgiler veren bu iki ayeti biraz daha inceleyelim.
İnkarcılar şöyle söylemekteler. (Ölen biri tekrar diriltilemez bu bir yalan) iddialarına öyle bir sarıldılar ki bunun doğru olmadığına inandırmak için yaratıcının adını da anmak suretiyle ikna edici büyük yeminler ettiler.
Bu tutumların karşısında Yaratıcı ise ölülerin diriltilmesinin kesin bir karar olduğunu, bunu bilen kişinin ise çok az olduğunu söylemektedir.
Bu iki ayetteki yeniden diriltilme bildirisi, bu iddianın dünya gözüyle olacağının kesin bildirisidir.
İhtilaf ettikleri şey ile onları dünyadayken karşılaştırmasını ve bu olayın vukundan sonra nasılda bir şaşkınlık içinde kala kalacaklarını, ayette şimdiki zaman dili kullanarak kıyametten önce gerçekleşeceğini söyler.
Şayet kıyametten sonrası için olduğu düşünülürse bu hatalı bir bakış açısı olacaktır. Çünkü kıyametten sonraki diriltilme de istisnasız herkes diriltilecektir. O süreçte artık bir ispata gerek olmadan herkes kendisinin konumunu otomatikman bilecektir. Kıyametten sonraki diriltilme kaçınılmaz sonuçtur ve herhangi bir ispat için değildir. Orası artık işin bitirilmiş olduğu son duraktır.
Bu iki ayet Allah kabirlerde olanı asla diriltmez diye yapılan iddiaların birer yalan olduğunu, korktukları şeyin başlarına nasıl geleceğini göstermek için yapılan açık bildiridir.
(5)
Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik. İçlerinden bir sözcü dedi ki: “Ne kadar kaldınız?” Dediler ki: “Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık.” Dediler ki: “Ne kadar kaldığınızı Yaratan daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir yemeklik getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin.” (Kehf Suresi, 19)
Mağaralarında 309 yıl kalan kişilerin yeniden hayata döndürüldüğü resmedilen bu ayetteki kişiler, dünyadayken diriltilme işleminin başka bir bildirisi değilse nedir? Yukarıda Hz. İsa’nın ölüleri diritmesi ayetinde DNA yaşam veren kutsal nefes ile destekledik sözü geçer. DNA malumunuz, ama orada önemli bir ayrıntı var. Der ki: yaşam veren “kutsal nefes” Düşünün lütfen! Nefes demek “huu” demektir. Hani Allah ol dedimi olur ayetinde “ol” sözcüğü “hu” demektir. “hu” demek ise “ses” demektir. “ses” demek ise şaşıracaksınız “frekans” demektir. Hah şimdi oldu. Demekki belli bir frekans aralığında “huu” sesi DNA ya hareketlilik kazandırıyor. Bilim bunu kullanacaktır.
(6)
O ölüden diriyi çıkarır ve diriden ölüyü çıkarır,..(Rum S.19)
Bu ayete genel düz mantıkla bakılırsa, insanın topraktan canlı bir varlık olarak çıkarılması, sonra onun ölümünün gerçekleşip başka bir formda hayata tutunması olarak algılanır. Bu mudur? Birde şöyle bakmayı deneyelim çarpıcı bir bilgiye şahit olalım.
Burada iki farklı diriltilme haberi verilmektedir. 1 Ölüden diri çıkarılması, yani ölen birinin yeniden hayat bulması. 2 Diriden ölünün çıkarılması, yani DNA genetik kopyalama ile ölen birisinin kimliğinin yaşam formuna sahip başka birisinin üzerinden kopyalama yöntemi ile yeniden gösterilmesi. İşte buna Paradoks denir… Bu bakış, ayetin en üst seslenişidir. Öldükten sonra sadece topraktan filizlenen bir “ot” olacağınızı ve bir ineğin sizi yiyeceğini sanmayınız. Senin DNA nın imzası toprağın hafızasında yazıldı. Her şey tek bir seslenmeye bakar.
(7)
…Bunun üzerine Allah onu yüz sene ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: “Ne kadar kaldın?” O: “Bir gün veya bir günden az kaldım” dedi. “Hayır, yüz sene kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, yok olmuş. Bacaklarına bak! Sen insanlara ibret belgesi olacaksın. Kemiklere de bir bak nasıl bir araya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?” dedi. O, kendisine (bunlar) açıkça gösterildikten sonra dedi ki: “Anlıyorum ki gerçekten Allah’ın her şeye güç yetirendir.” (Bakara Suresi, 259)
Burada da başka bir mucize vardır. Henüz Dünya halindeyken ölen birinin yeniden diriltilmesi yine örneklerle anlatılmıştır, bir çok ayette kendilerinin ölümünden sonra yeniden diriltildiğini anlatan çok konu vardır. Öyleyse ölen birinin yeniden diriltilmesi zaten olan ve tekrar olacak olan bir şeydir. Dikkatinizi çeken bir şey oldu mu? diyor ki, (bunu yapmamız seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir) İnsanlar Kur’an’ın iddiasıyla böyle bir şeye şahit edilecekler.
Şuraya not düşeyim. Ben bu adamı bilimden önce burada Kur’an ayetiyle belirtmiştim.
(8)
“Ve onlarda sizin de sandığınız gibi, Allah hiç kimseyi asla diriltmeyecek diye sanmışlardı.” (Cin Suresi, 7)
İfade çok açık değil mi? Eskiler gerçekleri kavramada hatalı olup yanlış hükümler vermiş, bugünde değişen pek fark yok. Bugünde birileri aynı düşünce üzerinde hatalı bir tutum içindeler. Allah bunu tekrar tekrar zaten yaptığını ve yine yapacağını oldukça fazla ayette ifade etmiştir.
(9)
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, onların delilleri: “Eğer doğru sözlüler iseniz, atalarımızı (diriltip) getirin” demekten başkası değildir. (Casiye S, 25)
Casiye süresinde Atalarının diriltilmesini isteyen kişiler? artık sizlerde gerçekleşmesi zamansal bir süreç olan anlık bir mesele olan ölülerin diriltilmesi konusuna şahit oldunuz mu?
İkna olmadıysanız bu ayetteki >İKİ kez öldürdün İKİ kez dirilttin< itirafı ikna olmanızı sağlar.
(10)
Diyecekler ki, “Sahibimiz, bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin. Şimdi günahlarımızı itiraf ettik. Buradan bir çıkış yolu var mı?” (Mümin S.11)
***
Enerji için gerçekte ölüm diye bir şey yoktur. Ve ölüm yok olmak demek değildir. Bir ölüyü diriltebiliriz. Allah bunu mümkün kılmaktadır. Aynı olayı İsa ve Musa, İbrahim ve Firavun kıssalarında açıkça görürüz. Onların toplumunda diriltme bilinen bir tekniktir. İbrahim kıssalarında birisi, İbrahim’e “Ölüleri bende diriltirim” demektedir. Düşününki o kişi dahi bu sırrı bilmektedir. Allah’ta bu işlemin sırrı kesin olarak vardır. Tek sorun, hangi frekans aralığı kullanıldığının bizim uygarlığımız tarafından henüz bilinmiyor olmasıdır. Yalnız teknolojik gelişmeler bunu irdelemekte ve başarılı sayılacak girişimler sunmakta. Anlaşılıyor ki bu durum çokta şaşırılacak bir olay değildir. ASIL ŞAŞIRILACAK OLAN ŞEY, ölülerin bir daha asla diriltilemeyeceği düşüncesidir.
Artık atalarınızla sohbet etmeye hazırsınız.
Kim bilir belki de bu yazıyı okuyanlardan birileri şahit olsunlar diye tekrar diriltilecekler listesindedir. Başarılar…
O halde siz, kulluğunuzu Evrene halis kılarak hep O’na yalvarın. İsterse kafirler bundan hoşlanmasınlar. O, dereceleri yükselten Arş’ın/Dönencenin sahibi Evrendir. Ve O, buluşma gününün dehşetini haber vermek için kullarından dilediği kimseye emrinden bilinç indiriyor.Mümin Süresi 14-15
‘Erdoğan Metin’
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
Allahını rahmeti ve selamı uzerinize olsun.
Allah razı olsun insanlari uyardıgınız için.